Bölüm 9: Cemil Toksöz: Yapay Zeka Dijital Pazarlamayı Köreltiyor Mu?

About this episode

Bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz oldu. Dijital pazarlama ve martech alanındaki 15 yıllık deneyimini ve kariyer yolculuğunu paylaştı. Ayrıca, dijital pazarlama dönüşümünü, AI etkisini, eğitim ve adaptasyon süreçlerini ele alıyor. Eğitimdeki zorluklar, iletişim ve bilgi paylaşımının önemi, sektördeki bilgi açlığı ve trendler hakkında derinlemesine konuştuk. AI, no code ve low code yaklaşımlarının geleceği, tek kişilik girişimciliğin sürdürülebilirliği, yapay zekanın günlük hayattaki etkileri, dijital dönüşüm ve insan davranışları ve teknolojinin insan yaşamına olan etkilerini ve gelecekteki olası senaryoları değerlendirdik. Umarız keyif alırsınız.

📌 Bölümler / Chapters: - 00:00 - Intro ve Cemil'i Tanıma - 03:51 - Dijital Dönüşüm ve Eğitim İhtiyacı - 09:28 - Teknoloji ve İnsan Kaynağı Yatırımları - 15:22 - Eğitimdeki Zorluklar ve İletişim Stratejileri - 22:13 - Sürekli Öğrenme ve Bilgi Açlığı - 26:30 - Trendler ve Hype'lar Üzerine Tartışma - 29:37 - Dijital Pazarlama ve Z Kuşağı - 30:45 - Dijital Dönüşüm ve Eğitim Yaklaşımları - 31:16 - Veri ve Raporlama Süreçleri - 33:22 - Verimlilik ve Etkinlik Yönetimi - 34:28 - AI ve Veri Yönetimi - 36:53 - No-Code ve Low-Code Yaklaşımları - 39:20 - Tek Kişilik Girişimcilik ve Sürdürülebilirlik - 43:19 - Teknolojinin Evrimi ve Geleceği - 50:15 - İnternetin Geçmişi ve Günümüzdeki Kullanımı - 51:03 - Yapay Zeka ve İnsan Merakının Etkileşimi - 54:19 - Dijital Dönüşüm ve İnsan Davranışları - 57:10 - Yapay Zeka ve İş Hayatındaki Değişim - 01:00:17 - Gelecek ve İnsan Doğası - 01:02:11 - Kitap Önerisi: Aylaklık ve Keyifli Aktiviteler

Berkay Demirbas (00:00) Selamlar herkese bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz Selam Cemil nasılsın?

Cemil Toksöz (00:06) İyiyim çok teşekkürler. Sen nasılsın Berkay?

Berkay Demirbas (00:09) Süper gayet iyi barış sende ne var ne yok. İyi görüşebildik bu arada. Yine ikinci bir şeyde podcast'de

Barış Gürbüzler (00:17) Aynen. Vallahi benim de keyifler yerinde.

Berkay Demirbas (00:19) Biz Barış'la bu arada sadece podcastle görüşüyoruz da normalde hiç görüşemiyoruz.

Cemil Toksöz (00:25) Abi bi işi bi yere götürmek kolay değil büyüyen yapılarda. Tahmin edebiliyorum ve deneyimliyorum yani Barış sen nasılsın bu arada

Barış Gürbüzler (00:34) Valla benim de keyifler yerinde. Böyle bir tatil üzerine ilk iş günleri güzel oluyor. Bu tatilde birçok işi halledip böyle daha temiz kafayla işe başlıyorum. O yüzden yine keyfimin yerinde olduğu bir gün. Valla sen de temponun içerisinde vakit ayırıp geldin buralara. Teşekkür ederiz. Ya böyle bir şeyden bahsediyorduk hani...

Cemil Toksöz (00:53) Rica ederim.

Barış Gürbüzler (01:00) Aslında podcasti canlıy almadan önce konuşmaya başlamıştık. Böyle çok güzel başlıklar da çıktı ama... ...istersem bir çok kısa yine senden ne yapıyorsun? Şu an nelerle uğraşıyorsun? Bir duyalım, oradan bir kick-off verelim.

Cemil Toksöz (01:15) Aynı şeyi refer ederek yaklaşık 15 yıl dijital pazarlamanın neredeyse her anında çalıştım. Hatta bankacılıktaki ve askerlikteki şeyden sonra ilk çalışmaya başladığım yer SEM'di Türkiye'de. Tam o dijital pazarlamanın yukarı çıktığı Türkiye'ye çok fazla büyük grubun yatırımına getirdiği ve yeni web sitelerinin, yeni teknolojinin, yeni market place'inin yaratılığı bir dönemden başlayan aslında bir yolculuğum var.

Önce Search Engine Marketing, neredeyse herkes de olduğu, ya da SEO tarafından sonra işin ölçümlemesi, sonra bu işi nasıl ilerletebiliriz, nasıl yeni teknolojiler, nasıl yeni alanlara yatırım yapabiliriz, programatik, affiliate, email marketing vs. başlayan aslında bir yolculuk. Bu 15 yılın içerisinde defalarca ajans tarafına çalıştım, hem Plan B'de hem SEM'de

Marka tarafında Çiçek Sepet'in de çalışıyordum zaten. Türkiye'de birçok insanın beni hatırladığı bir yerden biridir. Bunun dışında işte Heineken'in Incubation Center vardı, Beard Wolf. Ve son olarak da Reckitt yaklaşık 5 yıl. Dedim ki, masanın neredeyse her tarafında oturdum sıra artık teknoloji tarafında. Ve hazine itibariyle de GoWit'e transfer oldum

Ve görevimde aslında tüm strategic partnership'ler, tüm strategic account'lar, customer success ve marketing konusunda ekibe destek olmak. GoWit ne yapar? Yani ondan da bir bir cümle bahsetmiş olayım. Tanımayan bilmeyenler için. GoWit retail medya teknolojileri ve bunun en doğru şekilde satılımları için commerce tarafında altyapı ve platform hizmetleri veriyor.

Şu an Türkiye'de Koçtaş gibi, Baymen gibi, Tekenosa gibi, Moda nisa ve CarfourSa gibi markaları var. Bunların on-site, yani web sitelerinin ya da applerin kendi üzerindeki reklam alanlarının yaratılması, off-site reklam, kendi web siteleri, platformları dışındaki Google Meta reklamlarının yönetiminde, ya da içerideki mağazalardaki in-store reklamlarının, teknolojisinin ve reklam alanlarının satımını yönetimin üzerine çalışan bir şirket.

Ben de burada chief strategic officer olarak çalışıyorum. Yani şu an dediğim gibi masanın şey tarafındayım. Üçüncü tarafına, üçüncü bacağına soruda geçtim.

Barış Gürbüzler (03:27) Süper.

Süper. Peki bu üçüncü bacağa geçtikten sonra ki onlarla aslında sen GoWit ekibiyle de bir süredir de çalışıyorsun birlikte. Böyle çok haziranda başlamış olsan da full time. Çok iyi.

Cemil Toksöz (03:40) Evet, yani... Aynen, bir süredir de tanıtlamıştım bildiğim bir ekip. Zaten Emrah'la yani 15 yıldır tanıdığım bir insan. Ben SEM'de çalışırken o Reklam Z tarafındaydı. Hani bizim aslında hikaye, süpürgesiz çok eskiye gidiyor. Onlar da GoWit'e bakarken bir advisory board yaratmışlardı. Orada beni onurlandırdılar, desteklediler. Ben de onların başında diyim Son 2-3 yıllık süreçlerinde bir şekilde varım.

Barış Gürbüzler (03:51) Baya eski. Süper. Çok iyi. Peki o masanın üçüncü tarafında geçtikten sonrasında böyle en farklı gelen kısım ne oldu? Ya ben hiç işin bu tarafını bilmiyormuşum dediğin şeyler oldu mu?

Cemil Toksöz (04:18) Açıkça söylemek gerekirse biraz erken. Belki 6 ay sonra, 1 sene sonra çok daha farklı şeyler söyleyebilirim ama... podcast'e başlamayacağım. Konuştuğumuz şey değil bir şey yapayım. Şimdi şu an yaşadığımız diyelim ki AI transformation ya da yeni bir transformation varsa... ...bu 2010'larda digital marketing ya da marketing transformation'ı. Hani bir business vardı, bu business'ı nasıl dijital alabilirim? Bir business vardı, nasıl web sitelerine, app'lerine yaratabilirim?

Ve bu farklı farklı halkalara gitti. Daha sonra işte mobili geldi, daha sonra diğer teknoloji ve bence privacy de çok büyük bir transformasyon yarattı bizinize çünkü bütün browserlar değişti, bütün marketing değişti, bütün adtech teknolojisi değişti.

Şu an içinde bulunduğumuzda aslında yeni bir dalga. Bu dalga tarafında markaların yeterince cevap veremediğini görüyorum. Yani içeride emo teknolojik ekipleri yok. Her zamanki olduğu gibi. Hani ilk dijital pazarlamaya başladığında 15 sene önce...

Diyelim ki Türkiye'nin ya da dünyanın en büyük şirketlerine gittiğimizde pazarlama tarafı çok büyüktü ama dijital pazarlama da 1-2 kişi vardı. E-commerce belki ilk yoktu ya da e-commerce 1-2 kişiyle kuruluyordu. Sonra gördük ki e-commerce ekibi çok büyük bir ekip oldu, dijital pazarlama çok büyük bir ekip oldu. Marketing transform edildi. Bir transition içine girip bu değişimden gerçekten veriyle ölçümlenebilen, teknolojiyle geliştirilebilen ve optimize edilebilen bir yere gitti ama bu bugüne kadar hep diyelim ki observed data üzerine gitti. Hani biz bunu yaparsak bu kampanya böyle gider. Biz buraya yatırım yaparsak böyle satış alırız

Böyle bir reklam kurgusu, stok kreatif de işi buraya götürürüz ve veri hep observe edip buna göre optimiz etmeye çalıştık. Ve bu hep dalgalar halinde geldi. Programatik patladı, programatiğe geçti, mobile geçti, mobile geçti. Şimdi ki tarafta ise retail meydada özellikle gördüğüm tarafta hiç kimse hazır değil.

Büyük reklam verenler hazır değil. Bu arada bu yeni bir dalga değil. Yaklaşık 2-3 yıldır herkesin yatırım yaptığı, ekipler kurduğu, para ve insan kaynağı ayırdığı bir şey ama markalar hazır değil. Türkiye özüne söylemiyorum. Söyleyeceğim şeylerin hepsi globaldaki şeyler. Hatta, Reckitt'den ayrılmadan önce 10 ülkede yaklaşık 40 tane market place analiz ettiğimiz bir şey vardı.

Amazon dışında hiç kimse skorları ortalama üzerine çıkamıyordu. Çünkü teknoloji yetersiz ve teknoloji yeterli raporlama yok. Raporlama var ama performans kötü gibi. Bu şey tarafına geçince teknoloji tarafına geçince gördüğüm şey...

Barış Gürbüzler (06:34) Hımm.

Cemil Toksöz (06:45) Bu dönüşümler, bahsettiğim dönüşümler deki gibi hem insanları eğitmeliyiz, hem markaları müşterimize eğitmeliyiz, onları sürekli bilgilendirmeliyiz. Hem de aynı zamanda bu hızlı değişimi adapte olabilecek teknoloji ve insan kaynağı yatırımı yapmamız gerekiyor. Aslında bu biraz... diğerlerinden farklı bir şey yani Google başladı ve Google reklamcılığı var dediğimizde insanlara söylediğimizde nasıl yapacaklar? Nerede bu hesap açılacak? İşte ajanstan mı destek alacaklar, içeride mi alacaklar gibi bir değişim aslında.

İçeride bu teknolojiyi nasıl yönetecekler, nasıl satacaklar, bu reklam alanlarını nasıl yapacaklar ve bunu nasıl privacy first ya da privacy proof bir şekilde yapacaklar ve bu bugün için değil aynı zamanda future proof da bir şey olması gerekiyor çünkü şirketlerin core satın alma ve core karlılıklarını etkileyemiştim. Hani bugüne kadar yaptığım bütün kurgulara sen ne dedin? İşte 10 dolar tazanımı harcaman vardı. Bunun 2 dolarını işte Google'a harcar mısın, Meta'ye harcar mısın, Affleit'e da başka bir yere harcar mısın diyorduk. Şimdi bu...

Barış Gürbüzler (07:36) Evet.

Cemil Toksöz (07:47) Sen artık para kazanan bir yer haline geldin. Sen artık bir adtech şirketi haline geldin. Sen artık bir martech şirketi haline geldin. Bence dönüşümün keyifli tarafı bu. Yani bütün marketplace'ler, bütün web siteleri neredeyse herkes bir adtech ve martech şirketi haline geliyor. Buna göre yatırım yapması gerekiyor. Buna göre sunum yaratması gerekiyor. Buna göre altyapısını hazırlaması gerekiyor. E bunun içinde bir şey var. Hem geliştirme hem de öğretme... misyonu var.

Barış Gürbüzler (07:51) Hmm.

Cemil Toksöz (08:17) Yani bence tek tarafının şu an içinde olduğu durum bu.

Barış Gürbüzler (08:19) Evet. Yani şeye katılıyorum bu arada bizde vaktimizin aslında büyük bir kısmını senin o bahsettiğin spesifik key wordlar işte o privacy, değişen, browserlar vs. Bizde vaktimizin büyük bir kısmını aslında şeye ayırıyoruz. Bilgilendirme ve eğitmeye eriyoruz ister istemez. Çünkü... Evet, bu değişimler, dönüşümler oluyor ama... Aslında bir önceki dönüşümle bugünkü... Şu an içindeki dönüşümün arasında bir vakit de var. Yani belki eskiden daha minör böyle değişimler vardı. İşte... Evet, mesela mobil çıktı ama... webdekiler webde kalmaya devam etti büyük bir kısmı ve onlar dönüşmedi. Ama şimdi dönüşmek zorundalar. Hani dönüşmeme gibi bir şansları yok.

O da bizim mesela bazı yerlerde hiç bunun içine yine girmek istemeyen ya da bazen hatta böyle tam olarak biz burada duralımcılarla da karşılaşılabiliyor. Ama ciddi bir efor alıyor yani bu değiştirme, dönüştürme süreçleri ya da eğitme süreçleri insanlarda.

Cemil Toksöz (09:15) Kesinlikle ya kesinlikle ya orada

Berkay Demirbas (09:29) Ben şey sorabilirim bu arada Cemil çok pardon bu eğitim tarafından aslında şeyi de soracaktım ben yani bu adaptasyon nasıl hani her masada olduğun seviyede işte adaptasyon ne şekilde oluyor şimdi eğitim okey tamam bir noktada çözüm fakat eğitimi nasıl verilmesi taraftarısın yani bu sektörde olarak ya martech'de her gün yeni bir şey çıkıyor işte privacy değişiyor o geliyor işte cookie less geliyor işte service side geliyor o geliyor bu geliyor

Şimdi bizim biraz daha gözlemlerimiz şu yönde oluyor genellikle. Ya karşı tarafın bir egosu var, çok iyi. Yapamadığını söylesek bir dert. Yaptığını söylesek bir dert. Bu eğitim karşı tarafın egosunu zedelemeden nasıl bir formatta olması lazım? Yani çünkü aynı eğitim kültüründe biz kendimiz de olmak istiyoruz. Bizim bilmediğimiz alanda çok fazla konu var. Bilmediğimiz alanda konuya erişebilmek için çok fazla çaba sarf ediyoruz ve aldıklarımızı böyle tartmak istiyoruz ve neler yapabiliriz diye bakmak istiyoruz ama sen nasıl düşünüyorsun yani bu nasıl bir eğitim şey olması lazım hem globalde hem de Türkiye'de?

Cemil Toksöz (10:39) Yani globalde en keyif aldığım şeyden bir tanesi, bunu aslında Center of Excellence deniyor. Diyelim ki Marketing Excellence, Creative Excellence, bileyim, Analytics Excellence. Bu Center of Excellence'lar aslında gerçekten konuştuğumuz şeyi yapıyor. Şirket içerisinde diyelim ki, büyük bir FMCG şirketinde, büyük bir .com şirketinde, analytics'e erişimi olan 1000 kişi var. Her birinin Google Analytics, Business Analytics, Marketing Analytics fark etmez. Bu analytics tooluna bilgileri, bunun kullanma biçimleri, bunu bundan veri alma biçimleri farklı. Dolayısıyla farklı use case'ler var. Belki cyber security takımı bambaşka bir şeye bakıyor, web sesinin performansına bakan takım bambaşka key parametrelere bakıyor, marketinge bakan ya da belli bir kanalda belli bir alanı optimize etme ya da oradaki veriyi almak isteyen insanlar farklı şeylere bakıyor.

Bence işin sorunun birkaç cevabı var. Büyük bir markada, bunu yatırım yapmak isteyen bir markada, marka eğer kendisi bu center of excellence'ı yaratmadıysa hadi gel bunu yapalım. Hadi gel senin içerideki bu alandaki bu dediğim gibi bir adtech çözüm olabilir, martech çözüm olabilir, AI ile ilgili çözüm olabilir. Bu transformasyonu bir alandan yönettiğimiz, veri akışını bir alandan yönettiğimiz, use case'lere çıkardığımız kullanıcılara bak böyle yaparsak böyle bir sonuç aldık, böyle bir şey test ettik, böyle fail ettik. Ya da biz işi buraya götürmek istiyoruz. Sizin kendi alanlarınızda aynı raporları, aynı alertleri, aynı KPI'ları takip edebilir misiniz? gibi bir alan yaratmak işin en keyfi ve güzel tarafı. Tamam. Çünkü herkes kendisine promote etmiş oluyor kendi şirketi içerisinde.

Başarıyı paylaşmış oluyor ve bütün bu deneyim ve bilgi bir yere götürüyor. Ajanslarda ya da teknoloji geliştiren yerlerde ise kişisel tecrübem. Bence multi-disciplinary bir bakış olması gerekiyor. Yani hep ben aynısını söylüyorum. Biz X milyon dijital pazarıma harcaması yapıyoruz ama diyoruz ki ROAS'a bakıyoruz. Diyelim ki sadece away metriğine bakıyoruz. Halbuki business tarafında finanstaki kişi çok daha fazla finansal metriklere bakıyor. Tabii ki onun hepsi içinde kaybolmaza gerek yok ama onu anlamak...

Onun isteklerini marketingde ya da kanallarda yapmak ya da bir ne bileyim cyber security ya da veri güvenliğiyle ilgili ya da privacy ile ilgili bir takım varsa bir legal bir takım varsa onlarla konuşurken onları bütün bu şey içinde boğmak yerine bak bizim şu an geçtiğimiz yapı privacy proof

Şu an mevcutta, sektörde olan tüm kurguları işte bir GDPR olabilir, CCPR olabilir, KVKK olabilir buna göre ilgi aksiyonları aldık. Ama bunun dışında biz bu aksiyonu yaparken aynı zamanda bazı risk alanları temizledik. Yani onun duymak istediği şeyle diğer tarafın duymak istediği şey farklı. Bence eğitimdeki ya da eğer bir dönüşün bir gelişim olacaksa bu noktada yapmamız gereken şey biraz bu malatya disciplinary kurguyu yapmak ve herkesin her şey bilmesini beklememiz lazım. Benim en çok yaptığım hata buydu. Hani gidip şirketin en önemli bu konudaki önemli insanına her şeyi biliyormuş gibi anlattığımda, ya go to market, niye go to market anlatıyorsun bana demişti. Demiştim ki go to market değil, Google Tag Manager.

Berkay Demirbas (13:42) GTM diye? O diyecektim ben GTM ile mi karıştırdı?

Cemil Toksöz (13:44) Yani onun dünyasında adresasyon ülkeye götürmek olduğu için o go to market diyor. Ve ben bunu hiç düşünmemiştim yani o kısaltmayı niye yazdığımı. Dedim ki bir daha kural koydum. Dedim bir daha asla kısaltma yok. Eğer bir LT ya da üst yönetim birisine gidiyorsak. Ne bileyim, Reckitt'de 42 yıldır çalışan bir insanda bir konuşmam vardı. Ve buna gidip service side tagging anlatacağım. Ve bunu çok basitçe anlar mam lazım. Şey değil yani o seniority'de bir insan.

hani gidip ona bütün işte bak böyle bir cloud yapısı yapacağız biz bu veriyi aslında herhangi bir şekilde hostlamayacağız bu sadece proses etmesine izin vereceğiz kullanacağımız teknoloji işte Amerika'da CCPA Avrupa'da bunlarda kaybolup gitmesini istemedim dedim ki aslında 7-8 tane use case var globalde odaklandığımız bunların en temeli 2 tanesi çok önemli bir tanesi

Kısıtlı biri de kullanıcının cookie depreciationdan dolayı hedeflememizi ve raporlamamızın bozulmasını istemiyoruz. Bu bizim X milyon yatırımızın Y milyon dönüşümüne etkileyebilir. İkinci olarak da Facebook gibi partnerler olabildiğince TikTok gibi Facebook ya da Meta gibi partnerler. Conversion API yapılana geçti. Bu da eğer bir audience'ı optimiz etmek istiyorsak, bir audience'ı doğru kurgulamak istiyorsak, bir Conversion Live Study, Brand Live Study yapmak istiyorsak bizim elimizi Bu varsa yapabiliyoruz, bu yoksa yapamıyoruz. Ve direkt aldı.

Halbuki ben ona gidip bütün architecture'u göstersem, bak biz bir staging environment yaratıyoruz, bu staging environment'dan bu pikseller, piksel kayboldu. Pixel'leri buradan fire ediyoruz. Bu sayede işte Apple'da 7 günde kullanıcıyı kaybetmiyoruz. Dio'su kullanıcını 7 günde kaybetmiyoruz. Firefox'u 30 günde kaybetmiyoruz. 540 gün sonra bu veriyi gene kurgular sebebiyle privacy complaint sıkıntısı olması için siliyoruz desem alamaz. Ama legal ile konuşurken tamamen onu anlattım. Dedim ki lütfen.

Barış Gürbüzler (15:41) Bu arada, çok pardon, yine bu seninle anlattığım ben olsam şeyim böyle yanlamasına sevindim dedim. Çünkü yine conversion API, Meta, TikTok falan deyince böyle bir şey olabilir yani. Anladın mı? dakika onlar sosyal, orada bir scroll down yapmıyor muyduk? Ne işimiz var falan diye kaybolabilirdi yani.

Cemil Toksöz (15:53) Yok, onu ben sordum. Ben sana davet ediyorum. Yok şey gibi, bu da çok bilgili bir insan. Ben naif konuşuyorum onun hakkında. O da çok naif olduğu için dedi ki, ben bu tarafları çok bilmiyorum. Ona dedim ki bak, biz Facebook'ta TikTok'lu bir yerlerde bu conversion lift yapıyoruz. Ondan ekran görüntüyle gösterdim ve performanslarını gösterdim. Dedim ki biz bunu yaptığımızda, conversion böyle şey oluyor ya da bunu yaptığımızda brand lift'e, kullanıcının bizi nasıl ad recall'da neler aldığımızı gösterdim. Hmm tamam dedi. Bunun market için önemli olduğunu gösterdim. Sonra raporlamayı gösterdim ama çok basit. Şimdi bu detayla...

IT takımındaki bir insanla konuştuğumuz veya web analytics ile web presence takımıyla konuştuğumuz da aynı değil. Bence o dönüşümde eğitimdeki en önemli şeylerden bir tanesi bu. Biz kimle konuşuyoruz? Biz bunu kime anlatıyoruz? Bu kişinin bilgisini? Bu burada egosentrik bir şey değil. Ben de hiç birimiz de her şeyi bilmiyoruz sonuçta. Bizim de kendi bilgi alanımızda eksik gördüğümüz ya da kendimizi geliştirdiğimiz yer olduğu için karşıdaki neye odaklanır? Onun en önemli KPI nedir? Onun en önemli achieve etmek istediği şey nedir? Buna göre içeriği sürekli twitch ettiğimiz, böyle oynadığımız bir durum. Hatta şeyde...

En çok kullandığım analojilerden bir tanesi futbol maçıydı. Yani attribution model ya da marketing effectiveness konuşurken dedim ki bir futbol maçı düşün bütün parayı forvete veriyorsun ya da bütün parayı defansa veriyorsun. Tamam arkadaki orta sağ olmadığı zaman gol yiyorsun ve maçı kaybediyorsun dedim ki işte bu assisted, işte bu last click, bu first click ya da data driven attribution ya da işte AI modeled attribution'ı böyle bir şekilde anlatmıştım ve demişlerdi ki okay ne yapabiliriz.

Şimdi onu öyle anlatmayıp onun matematiğini gösterdiğim insanlar da oldu. Onlar mesela tamam okey, idea'yı aldım peki business outcome ne? Yani onlar da finansına bakıyor işin ya da pazarlamadaki optimizasyona bakıyor. Diğer taraf ise okey biz bunu yapmıyoruz buraya gitmemiz lazım. Şimdi bu o kişi için verebileceğim bir şey eğer bunu bir marketing effectiveness tool ya da bir AI bazlı bir optimizasyon kurgusuna götürdüğün zaman onu da anlatmamak gerekiyor. Bence biraz böyle bakman gerekiyor eğitim tarafındaki kurulum bir kısmı bu. ikinci kısmı abi

kesinlikle sürekli paylaşım yapmak insanlara newsletter atmak Ve onların ilgi alanlarına göre yani işte kontenti optimize etmek belki de şu an sizin yaptığınız gibi daha çok beraber paylaşım yapıldığı bir şey. Yani senin en büyük problemlerin ne? Benim en büyük problemlerim bu. Ben bunu nasıl çözebileceğini düşünüyorum. Şu Türk teknolojileri çalışıyor musun? Şu şirkete duydun mu? Biraz böyle bir nasıl söyleyeyim, community bazlığı ve paylaşım bazlı bir yere gitmesi gerekiyor ve açıkça söylemek gerekirse şu anda en güzel dönemdeyiz. Yani 2010'larda

karıyerime başladığımda LinkedIn'de sadece 50 kişi varken şimdi 10 binlerce kişi var. Takip ettiğim ya da benimle iletişime geçen. Hepimiz için aynı şey geçerli. Medium gibi bir inanılmaz bir content alanı var. Birçok yerde bloglar var, birçok yerde insanlar paylaşımlar yapıyor. sadece Medium ve LinkedIn'i. Ama inanılmaz bir paylaşım şeyi var ve bu...

Hepimizin ilk kariyerindeki günlerini hatırlayarak aslında bir şey yapması lazım. İlk, diyelim ki SEO ile ilgili ya da STEM ile ilgili bir toolu aradığında, top STEM tools, top search engine optimization tools diye aradığına döktüğüne de, aaa ben bu şirketi hiç duymadım deyip bakıyorsun ya, aslında şu anki bütün dönüşümle aynı.

Hani aynı kurguda insanları eğittiğimiz bilgilendirdiğimiz bak, ben ,benim işim bu ama bunda işte böyle oyuncular da var. Dünyada globalde. Ama ben sana bu şekilde hizmet vereceğim ve burada farklılaşacağım deyip ikna ve bilgilendirmesi öleceğimi düşünüyorum. Bilmiyorum ama siz ne düşünüyorsunuz?

Barış Gürbüzler (19:34) Ya açıkçası bence şey çok güzel bir noktaydı. Öncelikle futbol örneği çok hoşuma gitti. Biz de genelde şey diyoruz, senin bir dükkanın var, dükkanına insanlar giriyor değil mi? Evet diyor. Hepsini göremediğini düşün. Kaç tane insan girdiğin dükkanı tam olarak bilmiyorsun, nasıl hissedersin? Orada böyle o şey oturuyor, ha okey tamam, cookie depreciation tam olarak ne olduğunu falan böyle...

Yeterince anladığını düşünüp devam ediyoruz oradan. Şeyi söyleyeceğim yani bence oradaki verdiğin şey en son, şey noktası benim çok hoşuma gitti. Sektöre ilk girdiğinde o bir bilgi açlığın var. Yani sen source medium ne onu bile bilmiyorsun. Google Analytics'i hayatında duymamışsın. Ve birisi geliyor sana diyor ki bak session diye bir şey var. Click diye bir şey var. Source diye bir şey var. Ve sen çok aç yaklaşıyorsun. Ve Google Analytics'i alıyorsun, GTM'e alıyorsun, Google Ads'i alıyorsun, Meta'yı alıyorsun derken

insanlar artık 4. 5. sanesinde şey noktasına gelmeye başladığı için ben bilmem gerekeni biliyorum. dediği için ne yazık ki kitlenin belli bir kısmı asla TOP bilmem ne tools diye bir google search ya da artık Chat gpt'YE şeyi sormuyor en son çıkmış analytics tool'lar neler teknolojide nasıl değişiklikler var? Nasıl gelişmeler var? bunları artık ne yazık ki çok sormayan bir grup da var yani en fazla şunu soruyor mesela adam yeni hangi reklam kanalı eklenilebilir ya da ben google ads'i nasıl daha fazla optimize edebilirim. Eğer çok kendi uzmanlık alanında değilse uzmanlık alanını geliştirmeye çalışmıyor belli bir kitle ne yazık ki.

Ve işte o bahsettiğin hani daha multi-dimensional işte benim mesela pazarlamacı olarak KVKK'yı da ya da GDPR'ı da bilmem lazım. Ölçümlemeyi de bilmem lazım kısmı Belli bir grupta çok iyi var. O böyle sürekli bilgi alan bir grup var. Bir de bence o vakit geçtikçe egomuzdan ve kendimize güvenden hiç araştırmadığımız noktalar ya da eskisi kadar araştırmadığımız noktalar da oluyor. Bence zaten eğer pazarlama sektöründe diyim özellikle hayatta kalabilmek ve ilerleyebilmek istiyorsan o sürekli araştırmayı yapıyor olman gerekiyor. Sürekli bir soru soruyor olman. İşte attribution'da ne değişti? Ölçümlemede ne var? Yeni hangi ad tech tool'ları çıktı? Yeni hangi mart tech tool'ları çıktı diye sürekli bence bir soru sorma halinde olmak gerekiyor.

ki geriye düşme çünkü dediğin gibi yani o kadar fazla içerik üretiliyor ki sırf o içecekleri takip etmeye kalksan zaten belki her gün 3-4 saatinde minimum minimum kaybedeceksin yani

Berkay Demirbas (22:25) Çok

Cemil Toksöz (22:25) Ne

Berkay Demirbas (22:25) yüzeysel...

Cemil Toksöz (22:25) uyuyabilirsin ve partiye çıkabilirsin. Öyle söyleyeyim.

Berkay Demirbas (22:27) Çok yüzeysel oluyor bir de biz onlara şey diyoruz ya, LinkedIn dijital pazarlama cısı LinkedIn'de gördüğü haberlerle aslında sektörü takip ediyor gibi gözüküyor. Bir de şey gibi yani güzel bir örnek aslında bu da. Aşçı gibi yani mesela... Aşçı var. Sadece tost yapan da aşçı ama... ...hani o yemeğine hangi özellikleri katarsa, hangi kültürü katarsa... ...işte füzyon mutfağı olur, İtalyan mutfağı olur, daha genişletebilecekken...

şey diyebiliyorlar abi tamam ben sadece tost yapıyorum insanlar doyuyor mu? Güzel. Müşteriler memnun mu? Güzel. Abi benim kafamı karıştırma. Ben şimdi tost yapan biri olarak, şimdi ikisi de aşçı ben şimdi başka bir mutfak karıştırma falan diye. Benim karnım acıktı herhalde. Bu arada az evvel de...

Cemil Toksöz (23:14) Bu arada senin söylediğin an önce de şöyle bir şey, bir karşılık bir cevap vermiş olayım hani birbirimize sadece destek lediğimiz değil de dediğine katılıyorum ama aslında tersi de mümkün. Bizim aslında şunu dememiz lazım, abi ben senin işini bilmiyorum. Ben bu ürünü nasıl supply chain'ini yöneteceğini bilmiyorum. Bu e-commerce operasyonunu nasıl yöneteceğini bilmiyorum. Bilebiliriz bu arada. Yani genel olarak bir cevap veriyorum. Bu senin işin. Sen burada o tostçusun

Berkay Demirbas (23:24) Evet.

Cemil Toksöz (23:39) Mükemmelsin abi. Yıllardır bu işi yapıyorsun. Senden daha iyi o tostu, o makineyi, o peyniri, o malzemeyi kullanabilen bir insan yok. Biliyorsun ne kadar bastıracağını. Her şeyle mükemmel bir sürecin var. Bu senin için. Ama bunun pazarlaması, ya da bunun teknolojisini yönetilmesi, bunun teknolojinin excel etmesi benim işim.

Ve burada ben sürekli kendimi geliştiriyorum ve sana geliyorum. Hani ajansda çalışırken en çok keyif aldığım şey oydum mesela. İnanılmaz bir bilgi öğrenimi var. Çünkü sen bir müşteride bir bilgiyi ve bir şey test ediyorsun. Sonra gidiyorsun onu diğerlerine test ediyorsun. Aynı şey tekrar tekrar fail ettiği zaman kafanın arkasına bu artık fail eden bir bilgi olarak geliyor ama aslında o da gene yanlış. Onu da gene tekrar belki 6 ay sonra, 1 sene sonra test etmen gerekiyor. Ama öbür tarafta da her şeyi bilmeye çalıştığında hiçbir şey bilmediğin bir noktaya gidiyor ya. Bence söylediğimiz şeylerin hepsini biz de bu hataları yapıyoruz. Ben yani

konuştuğumuz şeylerin bazılarını yapan bir insanım da ne bileyim Google ya da sektörde takip ettiğim bir insan LinkedIn'de bir paylaşım yapıyor. Aaa Google Marketing platformu bu gelmiş. Hemen onu ripost edip paylaşıyorum. Çünkü diyorum ki bu benim de takip ettiğim ve benim de paylaştığım insanların bilmesini istediğim bir şey. Bazen şirketteki insanlara internal communication tooll'arında cevap veriyordum ama aynı zamanda buradan da paylaşıyordum. Dedim ki bak artık sen Netflix'i

Dv36'dan alabiliyorsun mesela, örnek veriyorum. Ya da Netflix bütün reklam alanlarını Microsoft'ın DSP'sine satmıştı bir ara. Bu tarz değişimleri de tahfiye etmen gerekiyor ya. Konuştuğumuza ayrı destek olsun diye söyleyeyim. Uzmanlaşmayı çok seviyorum. Ama, multi-disciplinary, daha böyle jenerik bilgilerde, o stratejik işe bakmak ve bunu da optimiz etmenin çok önemli olduğunu biliyorum. Yani ikisi de şey yapıyorum. Hani, açıkça söylemek gerekirse...

bir işte uzmanlaşıp o işi gerçekten herkesten daha iyi yapan yerlerde artık bir şey de başlıyor. Unique selling, USB'si o oluyor adamın anladın mı? Hani ben bunu herkesten daha iyi yapıyorum abi. Ben bunu herkesten daha iyi yapıyorum. Ben basit bir hamburgerci değilim ya da new age hamburgerci, new age kahveci değilim. Bunu herkesten daha iyi yapıyorum ve bunu 50 yıldır yapıyorumla bunu yeni yapmaya başlıyorum ve 20 tane şu ben var ve gerçekten iyiyim. Bence hepsinin farklı artı ve şeyleri var ama bizim alanımızda

Öğrenim bitmiyor. Yani şu an sektörde 15. yılımdayım. Şu an okuduğum şeyler tamamen değişti yani. Başlangıçta konuştuğumuz şeyler, bu da ölen teknoloji de unutmuyorum yani. Bir ara DNP gibi bir şey vardı ve herkes milyonlar harcıyordu ve artık yok. Bir privacy concern geldi ve öldürdü, getirdi. Bütün programatikte çok büyük bir dönüşüm var.

Bence olabildiğince çok şeye katılmak, olabildiğince podcast dinlemek, olabildiğince LinkedIn'deki ya da Medium'ları, diğer alanlarda insanları takip etmek ve sorgulamak, test etmek kritik ya insanın kendini güncel tutması için.

Barış Gürbüzler (26:30) Peki ben bir şey sorsam biraz daha işin controversial kısmında. İkiniz de özellikle çok okuyup araştıran insanlar olarak. Son dönemdeki trendlerden beğenmediğiniz ya da biraz balon bu trend dediğiniz var mı? Yani ya herkes bunu konuşuyor ama bence o kadar da kritik değil dediğiniz belli başlıklar var mı?

Berkay Demirbas (26:30) Kesinlikle.

Cemil Toksöz (26:54) Berkay ben bir cevap vereyim sen mi gitmek istersin

Berkay Demirbas (26:56) Aynı anda söyleyelim mi bakalım tutacak mı diye. Peki ben AI demek istiyorum. AI.

Cemil Toksöz (26:59) tutmayabilir ya, benimki biraz değişik. AI ve bence personalization. Çünkü over promising var personalization'da AI'da da. Yani niye personalization'da şey email'de, web sitesinde, recommendation engine'da personalization 15 yıldır 20 yıldır var neredeyse.

Hani yeni getirdiği tarafı onun gerçekten eksildiği, onun gerçekten incremental faydasını gösterebiliyorlarsa tamam, okey. Yani inanılmaz bir şey. Ve hani şeyde unutmayalım, bazen rakamın körlüğü içinde kayboluyoruz. Bir şeyi %1 büyütmek, eğer sen 100 milyon dolar ciro yapıyorsan çok büyük bir rakam. Bu benim beraber çalıştığım bazı arkadaşlarıma söylediğim bir şeydi. Abi işte satışlar sadece 0.7 büyüdü. Yani 300 milyonda...

0.7 çok büyük bir rakam. Yani sen defalarca yıllık maaşını çıkardın. Bunu her zaman yapmanı beklemiyoruz tabi ki. Bu her zaman da olmayacak. 99 kere fail edeceksin, bir kere kazanacaksın ama bu çok önemli bir kritik, bilgi Öbür tarafta da yani iki tarafta da bence hem personalizasyonda bir overhype var.

Sonuçta neredeyse bütün conversation tool'larında kaybolup gidiyoruz yani ulaşamıyoruz insanlara. Sorulara doğru cevap vermiyor ama bütün her şey sana personalized teklif sana personalized değil çalışmıyor işte hala insana o call center'daki insana ihtiyacımız var. Diğeri de AI tabi ki. Ama bu uzun bir konuşma yani. Sen devam et abi.

Berkay Demirbas (28:37) Tabii tabii yani kesinlikle şey yani işte atıyorum AI-based tarayıcılar işte AI-based bilmem neler o hani kişiselleştirilme hissiyatıyla birlikte bence işin şu tarafıyla da böyle bağlantılı olduğu için biraz hype gibi geliyor bana. Şimdi bir önceki konuyla da böyle çok bağlantılı bir şey söyleyeceğim. Mesela işte eğitmek diyoruz, egomuzu sıfıra indirip bir eğitmen statüsünde bizim de bilmediklerimiz olduğunu varsayıp karşı tarafla doğru bir empati kurmak

En temel aslında yaptığımız iş. Yani bu illa satmak değil, satış yapmak değil. Ya da yaptığımız işi insanlara gözüne soka soka satmak değil. Yani karşı taraftan ne alabiliriz diye hatta Barış şeyi hatırlarsın. Amerika'dayken güzel bir örnek vardı. Hatta bizden bir şey söylemişti. Yaptığın her görüşmede bir sepetin olsun elinde ve o sepetinle neler alabiliyorsun, o senin karın. Yani o karşı görüşmeden neler alabiliyorsun, o senin için çok kıymetli. Burada...

insanları eğitirken şunu biraz böyle şey yapıyoruz gibi ve işte biraz böyle hype olan konularla da bağlantılı Z kuşağı ya da işte kuşak çatışması şey yapmayayım ama şöyle söyleyeyim belli bir yaş skalasından sonra dikkat seviyesi o kadar düştü ki bizim gibi işte yok pdf'ler okuyalım bilmem ne çalışmalarını okuyalım işte Netflix'in Medium'daki postunu okumak lazım ya bahsettiğim işte Medium'da güzel postlar var bunu bir

Açıp okumak gerekiyor ya. Şimdi okurken daha dikkatimiz dağılıyorken bu tarz know-how elde edebileceğimiz kaynakları tüketmekte çok yüzeyselleşebiliyoruz. Ve aktaracağımız karşı taraftaki artık dijital pazarlama müdürleri şu anda 2000 doğumlu insanlar. Çünkü onlar 30 yaşına geldi. Şimdi dikkati dağılmış seviyedeki insanlar artık dijital pazarlama müdürü ise biz bu insanlara egomuzu sıfırlayıp bir şey aktarmak ya da bilgi paylaşımı yapmaktan öte

daha farklı bir şey yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bilmiyorum sen ne düşünüyorsun? Eee bizde... Eee kesinlikle. Ona yüzde yüz katılıyorum.

Cemil Toksöz (30:37) Biz değişeceğiz.

Ben dediğim gibi, baya böyle bankada bir kariyerle başlayıp, sonra dijital pazarlamaya geçip, sonra bambaşka bir yolda geçmiş bir insanım. Şimdi ilk dönemdeki dijital pazarlamaya görüştüğüm insanların birçoğu TELCO'dan gelmiş. Çünkü onlar ilk kez dijitali, datayı, cloud'u öğrenmiş insanlardı ve onlar ilk commerce'lere geçti, onlar dijital pazarlamalara geçti, onlar, ne diyeyim, analytics ve diğer taraflara geçti. Şimdi onlarla konuştuğumuzda şu anki kitlenin aynı olmadığını, bunun da çok farklı bir dönüşüm ve bilgi şeyinde olduğunu kabul etmemiz lazım. Biz değişeceğiz.

Onların daha kısa zamanda daha çok bilgiyi adaptasyon... tüketebileceği bir hale getireceğiz. En kritik şeyleri söyleyeceğiz. Hep aynı şeyi söylemeye çalışıyorum. Hani, karşı tarafın değişmesini beklemek naif bir güzel bir şey. Bazen oluyor. Hani bazen oluyor. Bir şirketi söylemeyeyim. Bir yerde bir ekiple görüşüyorduk ve dedim ki, buraya bu kadar büyük bir yatırım var. Hani bunu nasıl ölçümlüyorsunuz? O benim işim değil o raporlama ekibinin işi dedi. Şimdi raporlama ekibine gittim siz bunu nasıl bakıyorsunuz dedim. E bu doğru UTM olmamış ki, bu doğru şey olmuş ki şey. Sonra gittim

kampanya açan arkadaşa gittim dedim ki abi sen niye bir doğru UTM'i yapmıyorsun abi onu ben yapmıyorum bana bu Excel'den şuradan gelip dedim ki abi bu bir process hatası var burada bir workflow hatası var aslında herkes işi yapabilir ama hiç kimse yani hiç kimse bilmiyor ve bunu değiştirmeniz lazım dedim ama bunu onlara gidip siz değişmeniz lazım demek yerine biz bu process değiştirdik bence neredeyse her konuda benzer bir yaklaşım daha kişisel olarak kendi deneyimim olarak söylüyorum

Daha doğru buluyorum. Yani örnek verdiğim insanlar inanılmaz seviyelerde inanılmaz işler yapan insanlar ama onların değişmesini beklemek... Çünkü...

o günlük workflow'un içerisinde sen acaba agenda number kaçsın? Yani 172 isen başka bir şey, 2 isen başka bir şey. Şimdi 2 isen onu ikna et ya da 1 isen ikna ettiğinde onun seni dinlemesi, sana odaklanmanın versiyonuyla 170. konu. Arada bu arada işte insta orada bilmem neler çalışmıyor, biz işte televizyon reklamını şu ünlüyle yapıyoruz ya da e-commerce'daki satışları büyütmek için bir globalde bir marka ile anlaştık konuşmalarını yapan aynı adamsa

Sen ona gidip çok advanced bir yapıda ama çok kârlı bir business anlattığında kayboluyorsa demek ki çok değişerek, projeyi değiştirerek farklı bir şekilde yaklaşmanın doğru olduğunu düşünüyorum.

Bir de bence insanların tabi AI 'daki en büyük promise de bu. İnsanların repetitive işlerindeki süreçler optimize oldukça yani automate oldukça diyelim ya da ben biraz daha işin değerlendirilmesi, effectiveness'in bakılması, efficiency'nin bakmasına doğru gideceğini düşünüyorum. Hani biraz daha konunun örnek veriyorum. İşte 1 lira harcadık 5 lira geldi, ya da 1 dolar harcadık 5 dolar geldi demek yerine, biz 0.8 harcayıp 5'i elde edebiliyoruz ya da 1'i şu an 6'a yapabiliyoruz konuşması ya effectiveness ve efficiency.

Bu şimdi her yere geçmiş durumda. Yani creative de yapılıyor, marketing de yapılıyor. Bence AI içinde olacak ve diğer teknolojiler içinde olacak. Ama orada da çok sevdiğim bir arkadaşımın söylediği, garbage in garbage out olmaması gerekiyor. Yani sen 10 yıl boyunca first party data'ya yatırım yapma. 10 yıl boyunca web sitene yatırım yapma, UX'ine, UA'ne yatırım yapma. 10 yıl boyunca data analytics'ine yatırım yapma. Bir yeni bir CTO gelsin ya da CMO gelsin. Bütün yapıları bundan sonra AI ile optimize ediyoruz.

Güven aradığınla, accuracy'in ne data volume'un ne history'in ne hiçbir şey yok.

Barış Gürbüzler (34:13) Zaten datası yok. Adamın datası yok ki onun üzerine AI koyup bir şeyler çalıştırsın yani.

Cemil Toksöz (34:18) Aynen Barış 7 gün sonra tekrar barış olarak geri geliyorsa ya da 30 gün sonra tekrar Barış olarak geliyorsa tamam ama gelmiyorsa sen onu yeni bir insan olarak işaretliyorsan çöp.

Barış Gürbüzler (34:23) Aynen. Arkada duplicate veri sayılıyor. Safari kullanıcıların %50'si takip edilmiyor. Sonra sen o datadan insight çıkartıyorsun ama insight değil ki zaten o.

Berkay Demirbas (34:39) şeyde karıştırıyoruz

Cemil Toksöz (34:40) Yani o...

Berkay Demirbas (34:41) prompt kültürü ile ya da hani AI'yı biraz böyle yüzeysel eleştirmemdeki sebep o ya tabi ki de bir marketing için MMM çalışmaları çok güzel bir şey bir makine öğrenimi ile destekleyici kendi veri analizini desteklemek çok güzel bir şey advanced gözükebilir o ayrı konu ama işte AI prompt yazıp karşı taraftan bir response aldığın dünyaya geçtiğimiz senaryoda işte conversion'larımı optimize et

kadar basite indirgenmiş bir personalization biraz böyle balon ve şey o yüzeysellik oradan geliyor işte ne yaptınız işte bu çeyrek şirket için ne yaptınız AI optimizasyonu yaptık o çok iyi çok havalı ama için bütün özü bir response'dan ibaret bir prompt yani garbage in ve garbage out dan ibaret o yüzden böyle biraz şey yapmak lazım yani o net yani mesela şey örneği de çok iyi böyle Netflix mesela şey yapıyor cover imajlarını

Cemil Toksöz (35:31) Bir de...

Berkay Demirbas (35:37) Bir kişiyi özel değiştirildikleri algoritmaları mediumda mesela paylaşıyorlar. Bu benim için o kadar böyle keyifli oluyor ki okumalarını okumak yani hangi modelleri kullanmışlar...

Cemil Toksöz (35:45) Dimi Netflix'in TechBlog'unu diyorsun eğil mi?

Berkay Demirbas (35:49) Yani mükemmel ya. Yani buradan okumak isteyenler varsa bence önerelim. O kadar kafa açıyor ki. Ve şey, onları bu arada 3-4 kişiyi birlikte yazıyorlar. O blog postların bir tanesini yani bireysel böyle bir yazan taraf yok. Benim o kadar kafamı açmıştı ki yani ben Netflix'e girdiğimde Friends dizisinin cover'ında Joey çıkıyorsa, başka biri girdiğinde Phoebe çıkıyorsa, Allah Allah yani bu burada çok güzel bir şey var. Yani data ile oynamalar var ve bu her yerde kullanılabilir.

biraz böyle kökene inmek lazım hani AI'yı boklarken hani işin bir düzgün örneğini bir de kötü örneğini vermek için söylemek istedim yoksa AI'yi tabi ki de bizde kullanıyoruz

Barış Gürbüzler (36:28) Genelde zaten AI ile alakalı şey diyorlar ya hani en undervalued ve overvalued konu AI denmesinin sebebi o. Yani gerçekten çok katma değerli bir kısmı da var. İnanılmaz overvalued bir kısmı da var. Ben bir tane farklı, bir bana bana kısmen balon gelen bir trend söyleyeceğim. Bilmiyorum, aynı hissedemişsiniz. Bana da no code çok...

şey geliyor. Overhype geliyor açıkçası. Belki katılmaya da bilirsiniz bu arada. Sebebi de şu. İşte son dönemde herkes no code bir şeyler yapabilir mentalitesiyle çıkan bir yolculuk var.

Cemil Toksöz (36:55) Sert konu.

Barış Gürbüzler (37:09) Ve şeyi o hatta yani çıkan ürünlere baktığında o no code'un yanında asla getirmediği bir ürünün develop edilme kültürü ve structure kısmı var ya, bunu tamamen skip edip herkes yeni ürün çıkartsın, herkes kod yazmadan bir şeyler yapabilsin dünyası bence sadece herkesin üzerine minik minik iş yükleri dağıttı. Ve böyle dışarıdan bakıldığında çok çılgın şeyler yapılıyormuş gibi gözüküyor. O yüzden girersin mesela product hunt'a yüz binlerce yeni tool var. Ama yarısı çöp. Çünkü şey yok, katma değeri çok minimal, çok fazla yeri patlak. Neden? Çünkü kimse bir şey, develop etme kültürü develop etmiyor yani. Böyle tamamen evet ben senin hayatını kolaylaştırdım diyorsun ama insanlar daha nasıl üreteceğini bilmediği için bana böyle her şeyin no kodlarının çıkması da böyle bir noktada

Cemil Toksöz (37:46) Hıhıhıhıhı

Barış Gürbüzler (38:09) şeye evrilecekmiş hissi veriyor yani yürümeyecek bu yani her şeyin no code olması evet çok eski usul böyle takır takır kod yazılmasın belki ama böyle her şeyin no code çıkabileceği bir dünya da bana şey gelmiyor çok böyle bir cost cutting amaçlı uzun vadede bu kadar bugünkü kadar popüler olmayacak bir yaklaşınmış gibi geliyor bana bilmiyorum siz ne hissediyorsunuz

Cemil Toksöz (38:38) Bence oradaki promise, oradalı bir over promise var. Katılıyorum. Ama şunu unutmayalım. Diyelim ki no code yapının devam edebilmesi için birisinin o CMS'i oluşturması gerekiyor. Birisinin o web platformunu oluşturması gerekiyor. Sen zaten build ettiğin bir şey üzerine yeni entegrasyonlar için bu tarafta şey yapıyorsun. Yani...

Berkay Demirbas (38:58) Ya şey gibi mesela no code

Cemil Toksöz (38:59) Hard work'ı birisi yaptı da ondan sonraki soft work'ü biraz dağıtmış gibi hissediyorum. Ve hani senin söylediğinde katılıyorum aslında bir alanda büyük bir geliştirme ya da bir yere odaklanmak yerine o sorumluluğu ve o development'ı dağıtmış oluyor. Ya daha sıkıntı yaratıyor mu? Açıkça söylemek gerekirse çok büyük bir dönüşüm yaptık.

11 CMS yapısından ikiye düşürdük ya da sonra bire düşürmüş olacak şirket. Oradaki yapı tamamen no code no code mantığında ilerledi. Bizim ihtiyaçlarımız şey değildi yani advance ihtiyaçları olmadığı için. Genel olarak aynı yere geliyorum. Advanced bir ihtiyaç varsa zaten hiçbir şartıyla ilerleme şansın yok.

Barış Gürbüzler (39:30) Hımm, okey.

Cemil Toksöz (39:44) Bence case by case önemli. Yani şimdi şöyle düşünelim. Bir bet var. Belki birazda controversial bir şey olsun diye. Ne zaman sadece bir kişinin çalıştığı 1 milyar dolar değerlemeli bir şirkete gideceğiz.

İşte büyük bir AI şirketlerinin beraber konuştuğu yerde 7 yıl sonra gideceklerdi. Şimdi diyorlar ki 5 yıl sonra bunu göreceğiz. Bu eğer de no-code no-code gibi yapılır olmazsa mümkün değil.

Barış Gürbüzler (39:44) Çok doğru. Tabi ki.

Berkay Demirbas (40:10) Ama Barış'ın bahsettiği, yani işte sen de bahsettiğini Cemil aslında şey, solo-preneur için yani tek kişilik bir şirket founderları destekleyici tool'ları kullanarak bu seviyelere ulaşması tamam çok iyi ve öngörülebilir bir şey. Aslında balon olmasının sebebi, onun low-code'u ya da no-code'u yapan bir sistemin birileri tarafından yine yapılmış olması ya marketteki... Aynen öyle. Evet.

Cemil Toksöz (40:33) Bir yapı var. Burası yine en büyük parayı, en büyük yatırımı onlar alıyor. Seninki senin versiyonunu almıyor.

Berkay Demirbas (40:41) Aynen öyle yani o yüzden şey diğerleriyle böyle kıyaslanamayacak bir vaziyeti şeye götürmesi lazım abi. Biz kod yazmadan bir marketing tool'u mu yaptık ya da biz kod yazmadan ne bileyim hastanelerde cihazları otomatik yönetecek bir sistem mi geliştirdik? Bu mümkün mü? Evet mümkün ama sürdürülebilir mi? Değil. Ya da low code'u destekleyici bir şey mi yaptık böyle bence farkı o.

Barış Gürbüzler (40:41) Ya bence...

Berkay Demirbas (41:08) O yüzdeysellik gene burada da bence devre giriyor. Solopreneur 1 milyar dolara ulaşsın. 5 yıl içerisinde herkes ulaşsın. Peki herkes tek kişilik oldu. Bu da çok güzel. Bu sefer ekonomi tersine dönmeyecek mi abi? Yani herkes bu sefer 1 milyar dolar zengin olunca bu harcamalar dengesi nasıl bir araya gelecek?

Barış Gürbüzler (41:30) Ya bir de o solo entrepreneur solopreneur dediğimiz kişi %90 ihtimalle tek background'lı birisi olacak.

Cemil Toksöz (41:39) Sağlam developer. Sağlam developer birisi olacak yani.

Barış Gürbüzler (41:41) Sağlam developer bir olacak yani yine low code kullansın ama sağlam bir developer olacak. Onun kaçer yok.

Benim demeye çalıştım o. Oradaki çünkü low code no code'un promosyonu şey. Sen marketingci misin? Sen designer misin? Sen customer successçi misin? Yazılım bilmiyor musun? Artık sen de bilmem ne ni yapabilirsin ya. Ama bu doğru gelmiyor bana işte. Çünkü o low code yapan developer, kullanan developer yine bir sistem bir structure üzerine kuracak yapısını ve

Cemil Toksöz (42:02) O

Barış Gürbüzler (42:11) Eğer zaten bu kişi unicorn olabilirse, orada o yapıyı, maintenance'ı doğru kurmuş olacak. Fakat bu arada ayrı bir tartışma konusu, o da bence çok güzel bir konu. Kim, ne zaman olacak ve olmalı mı?

Cemil Toksöz (42:25) Ya şunu da şunu da yadsımayalım yani şimdi bazı Github' da ya da bazı yerlerde öyle laibeler paylaşılıyor ki yani bu tek kişi tarafından bir gün aaa bunun üzerine ben böyle bir şey yaparsam bu olur diyor ve bakıyorum abi 600 bin download var 200.000 aktif kullanıcı var adam yatırım almış inanılmaz bir seviyede ve şirkette diyor ki bütün iş görüşmelerimi işte şu AI ile yapıyorum, bütün bana gelen soruları şu conversation Chat yapıyor, LinkedIn ve diğer postlarımı, şu AGI kullanıyorum buraya gidiyor. Yani bunun olmadığımı da söylemek doğru değil ama

Barış Gürbüzler (42:52) Hmm. Evet. Yok kesinlikle.

Cemil Toksöz (43:04) O overhype konusunda gelenebilir. O kişi de gene hem developer hem de daha önce çok iyi bir şekilde bill etmiş bir yapının üzerine bir platform ya da bir kod ağacının üzerine yeni eklentilerle devam ediyor ama. Bence değişik bir dönemdeyiz ya.

Berkay Demirbas (43:19) Bu sefer o şirket çökerse sıkıntıyla sektiriyor. Örnek veriyorum cursor kullanarak kodunu yazıyor çok güzel. Tamam cursor dedi ki abi yarın kapattık. Eee? Şimdi o tek kişi devam ettiği konsept biraz sektörü vuracak. Cursor alternatifi aramaya başlayacak. Ya da işte toplantılara bir AI agent sokuyorsa AI agent diyecek ki ben abi kapattım. Regülasyonlar dolayı tüm AI toplantılara giden AI'ler kapandı. Böyle hasta olacak yani öyle başlıyor. Hasta olunca evet ya tek kişi ya araba çarptı ayağı kırıldı yani.

Cemil Toksöz (43:33) Hıhıhıhıhı

Barış Gürbüzler (43:41) Ya da hasta olacak. Adam hasta olunca ne olacak?

Cemil Toksöz (43:49) Hep biz Türk olduğumuz için en kötü versiyondan kullanıyoruz. Ya o insanın hayatını sonra kadar kendini optimiz eden ve inanılmaz güzel bir hayat yaşarsa? Saint Bartz ya da Saint Martin de inanılmaz güzel bir evli de yaşıyor olabilir. Ve bunu sadece 26 yaşında, 22 yaşında başladığı çalışma hayatında 26 yaşında bitirip hayatını sonuna kadar keyif yaşadığı versi olmuyor. Biraz şey olsun, controversial olsun diye soruyorum. Ya abi, bence...

Barış Gürbüzler (43:57) Evet Evet.

Cemil Toksöz (44:15) Şunu da şunu da hissediyorum. Bazen başladığında hype olan şeyler daha sonra gerçekleşip işi de değiştiriyor. Yani şu an Docu Sign'ı hepimiz kullanıyoruz değil mi? Docu Sign aslında bir blockchain teknolojisi.

Her imzamızda arka tarafta bir kod yaratılıyor, bu insanlarla o ağ üzerinden paylaşılıyor ve imkansız bir hale gidiyor ve sadece paylaştığımız taraf biliyor. Şimdi blockchain dediğimizde, blockchain teknolojisinin günlük hayatta kullanımı dediğimizde, üf abi işte daha hala hazır değil, bak web3'ü çıkardılar, bütün hepsi oyuna döndü, hepsi battı, işte token'lar çıkardılar olmadı vs. öbür tarafı da var. Gerçek ayette, günlük ayette neredeyse her gün kullandığımız bir teknoloji şu an tamamen blockchain'e gitmiş durumda.

Barış Gürbüzler (44:37) Hmm.

Cemil Toksöz (45:00) Şimdi bunun başka verification taraflarında başka validation örnekleri var. Biraz o da önemli. Hani teknoloji nasıl başladı, sonra bu nereye gitti ve nasıl adopt edildi ama bence kişisel bir deneyim tamamen. İçinde bulunduğumuz şey ilk kez herkesin kullandığı bir hale geldi.

Yani AI için söylüyorum. Tamam, ok prompt ya da Chat GPT özellikle belki söylüyoruz. Onun da kendi içinde advanceleri var. Daha reasonable cevaplar verenler var. Daha hızlı cevap verme odaklanmış versiyonlar atınıyor. Ama sen gerçekten Google Drive'ını bağlayıp bir bilgi şeyi içerisinde onu sürekli eğitip, belli bir doneyi, belli bir bilgiyi, belli bir accuracy'de belli bir volümde verip, sonra da aynı kurgu için her şeyi yaptığında inanılmaz accurate sonuçlar da alabiliyorsun. Şimdi bu başladı ya.

Bu bir risk yarattı bende. Dijital pazarlamanın ilk günlerinde Facebook reklamları mı. Ben biliyorum ya onu. Bak buraya tıklıyorsun buradan indiriyorsun algısı yarattı. Yani ondan çok daha fazlası olduğunu insanlara ve bunun nasıl kurgulanması gerektiği konusunda belki biraz elimizi zayıflattı. Ama bir tarafta herkesin gündelik hayatında olduğu için inanılmaz bir response ve yatırım var. Şu an ben bütün şeyleri yapıyorum.

Barış Gürbüzler (46:15) Kesinlikle.

Berkay Demirbas (46:15) Cemil sen ne aratıyorsun? Daha çok ne aratıyorsun mesela? Chat GPT ya da Claude Hani biraz advanced kullanıyoruz. Evet işte oradan oraya bağlıyoruz. Ben mesela terminali bağlıyorum. Terminalden direkt olarak bizim bütün handbooklar ya da şirket ait bütün drive'lar mesela Claude projelerinde. İşte oradan başka bir şeye bağlıyoruz. Cursor'dan yazdığımız kodların işte pozisyonlamasına göre kadar herkes böyle AI'ı kullanıyor ama biraz böyle

Hiç hani herkesin eline düştü ya aslında. Ele düşmek belki de ilk defa bu konu için kötü bir tabir olmayabilir. Herkesin mobil telefonda bir Chat chippity var ve ben mesela soruyorum insanlara yani en son ne Chat GPT ile konuştun diye. Mesela birinden şöyle bir şey almıştım. Karşı cinste olsam nasıl görünürdü mü çizdirmiş mesela Chat GPT'ye

Sen bize ne için arttırıyorsun böyle teknik tarafta olmayan konularda? Hatta ben kendimden bir örnek vereyim şunu yaptırmıştım. Çay bardakları neden ince bellidir? Ve bunun biraz hani konuştukça Python üzerinden bana bunun modelle mesini çizdirmesini istemiştim. Çay bardakları gerçekten hani şöyle ince belli olunca fiziksel olarak hakikaten daha sıcak tutuyor çünkü hava içeride hapsolduğu için su bardağında olsa daha çabuk soğuyacak ama işte ince belli olduğu zaman bunu Python' da çizdirdin falan ve biraz hani benim kendi teknik şey olduğu için böyle şey oldum ama mesela sen ne ara attırıyorsun ya da Barış sana da sorayım böyle technical olmayan ama kendi bakış açınızı değiştirdiğiniz bir konu var mı Chat GPT'de

Cemil Toksöz (47:59) Yani benim için şu an evde büyük bir renovasyonumuz var. Dün mesela eşim, kullanılacak malzemeler arasındaki farkı, ne yaptırmak istediğini, bütün detaylarıyla hani gerçekten işte evin sahibiyim. Evde şurayı yaptırmak istiyorum. Şu, şu, şu içeriklerim var. Ürünler bunlar, ürünler yükleniyor. Arka tarafta Google Drive'ı yüklüyor. İşte dosyaları yüklüyor diyor ki, şu ana kadar sen ne yaptın? Bu projedeki tüm konuşmaları göze alarak

Şu iki ürün arasında sence hangisini kullanırsam? Daha doğru sonuç alırım? Ve bunu tabi ki verirken işte, sağlıyorum evin yılı, evin koşulları, metrekaresi, hani tüm dimention' ları bütün metrikleri vererek bir şey yaptı. Ve aldığı sonuç inanılmazdı. Yani bunu şöyle bana bir anlattığımda tartıştığımızda ben şey dedim yani, bir yorumda bulunamadım. Dedim ki, ''Okey karar vermiş.'' dedim yani. Hani çünkü onu bilemeyiz ya. O materyalin arasındaki farkı, onun uygulamasındaki aradaki farkı, bütün webi tarayarak böyle bir bilgiyle gelmesi inanılmaz. İlk kez

Persepolity üzerinden satın alma yaptım Çin üzerinden Bir prompt yazdım. Bir cevap çıktı, bu ürünü almak ister misin dedi. İsterime tıkladım Ali Baba ile bağlantısı vardı tak diye Ali Baba'dan ürünü aldım. Bu use case yani bütün search engine'i değiştirir Bütün soru şeyini değiştirir

Berkay Demirbas (49:09) İyi ticaret.

Cemil Toksöz (49:26) Bir de tabi ki tatil. Düzenli tatile çıkmak isteyen ve travel yapan bir insan olduğum için. Mesela itinerary'imizi attık. Nerelere gitmek istediğimizi attık. Daha önce gittiğimiz ve beğendiğimiz yerlere attık. Booking'i indirdim. Booking.com'daki verimi. Gmail'imdeki tüm travel şeylerimi indirdim. uçaklarımı vesaireyi yükledim. Ve dedim ki ben böyle bir yere gitmek istiyorum. Sence bu taraftan mı gitmem daha doğru? İşte round trip yapayım yoksa şuradan başlayıp böyle mi Güzel bir cevap verdi açıkça söylemek gerekirse.

Berkay Demirbas (49:55) Çok iyiymiş.

Cemil Toksöz (49:56) Tekrar söylüyorum yani, Insight'larla vesaireyle ilgili bir konu ama şunu unutmayalım. 1995 yılında ilk eve kompak makina geldiğinde, internete girdiğimdeki Cemil ile şu an aynı değil. O zamanki aramam Google. İzmir 'deydim, İzmir. İzmir'i arıyordum yani. Broad aramalar yapıyordum.

Berkay Demirbas (50:14) Bambaşkaydı ya. LAN kablosuyla bağlandın. Fox modemin sesi falan hala şey yapıyor. yüzden...

Cemil Toksöz (50:23) Aynen öyle. Başka birisi telefonu kaldırdığında intern çöker.

Berkay Demirbas (50:29) İnternet çöküyor. Ben abi Linkin Park'ın bir şarkısını yarım günde indirdiğimi hatırlıyorum ve MP3'ü indirirken çok zorlanıyordum. Evet. Evet, sadece ismi oydu falan. Barış senin var mı Chat GPT'de en son arattığın ama technical olmayan konu?

Barış Gürbüzler (50:37) Sonra da fake çıkıyordu ya şarkı da değilmiş mesela. Benim Chat GPT'ye ara ara en çok böyle yemekle alakalı çok soru sorduğum oluyor açıkçası. Yani böyle mesela bazen ne yapacağımı bilemiyorum evdeki malzemeleri sayıyorum ve öneri istiyorum.

Bu bir şey var. Bir böyle, bu aralar bir healthy living moduna geçmiştim. Bazen bir şeylerin sağlıklı muadillerini sorduğum senaryolar oluyor. Benim genelde kullandığım şeyler bunlar. Ya da gerçekten Berkay'ın söylediği gibi çok rastgele sorular sorduğumda oluyor. Bu neden böyle, şu neden şöyle tarzı sorular sorduğum kesinlikle oluyor. Ve verdiği cevaplar beni inanılmaz tatmin ediyor. Yani hatta şeyi söyleyebilirim orada. Bence insanın meraklılık seviyesini de attırıyor bir taraftan Chat GPT ya da herhangi bir tool Claude' da olabilir, Gemini de olabilir.

Cemil Toksöz (51:39) Eğer, bir daha destekle desteklemiş atayım. Eğer o şekilde o stratejik düşünmeyi ya da işte bir karşılaştırmayı ya da mukayese etmeyi anlayamadığın yani bu bundan daha iyi çünkü. Ya da, eee, total şeyleri içerisinde bu kararı alman gerekiyor. Yani işte 100 birim içerisinden 2 çok önemli. Sen 2 alman gerekiyor, gündelik hayatta yapamıyorsan bence insanın düşünce şeklini değiştiriyor ama tabii ki bu bir taraftan kendi thread'ini de yaratıyor.

Bu sefer sadece ona inanmaya başlayan ve işte... Chat GPT de sordum ve böyle dedi, dünyası olacak yani.

Berkay Demirbas (52:07) şey Evet evet şey var ya Alzheimer mı şey mi Demans mı yani bunu bence tetikleyecek dijital eskiden şey vardı işte mesela kimse telefon arkadaşının telefon numarasını rehberde tutuyorken ezbere bilmiyor. Ya da bir adrese bakıyorken hemen elin Google Maps'e gidiyor. Ve sen Google Maps'e baka baka bir yere gittiğin zaman o üç boyutlu dünyadaki matematiksel problem çözme yetini kör eltmiş oluyorsun.

Eskiden hatta bir dizi vardı işte Herkül Poirot diye dedektif ve her case'e başlarken şunu söylerdi işte küçük gri hücrelerini çalıştır diye bir şey söylerdi ve problemlere öyle yaklaşırdı. Mesela benim çok hoşuma giderdi. Bence bu bitmek üzere şimdi artık yapacağımız yemeğe, çıkacağımız tatile kadar Chat GPT'den onay bekler hale geldiysek bence iyi bir şey ama körelttiği, götürdüğü de bir şeyler kesinlikle var. Yani zamandan tasarruf ettiriyor çok iyi ama beyin gelişimi anlamında bence bir şeyleri köreltiyor. Ben açıkçası işin bu tarafından çok korkuyorum.

Cemil Toksöz (53:18) Ya ee ımm... Ya orda orda orda yorumumu daha kendim karar veremedim ya. Bazen bazen çok destek olduğunu düşünüyorum Tamam mı? Nedeni şu şimdi şöyle şöyle diyorum yani şimdi İnternet başladı 95'te İzmir'de Anadolu lisesine giden bir adamım İngilizce öğreniyorum Ve sallıyorum işte rock dinliyorum İşte arkadaşlarımdan bir grup duyuyorum, onu arıyorum onun şarkı sözlerini yapıyorum. Onu ezberliyorum, çıktısını alıyorum bilmem ne. O şimdi efor Spotify Shazam

Daha konuşurken telefonu kaldırıp, aaa bu bu bu bu bu grupmuş deyip listene ekleyip sonra... Şimdi bu tüketim, yani bu öğrenim ve tüketimin hızlanması... Yani biz o dönemde bu kadar ciddi bir şeyin kalsaydık şu an ne olurduk bilemiyorum. Hani hepimize nereye dönerdik, hangi ruhsal bir bedensel problemde olurdu ya da daha farklı bir insan mı olurduk bilemiyorum. Ama öbür tarafa da şu an ki...

jenerasyonda da yeni gelen bir kullanıcı davranışında bambaşka bir şeyle geliyor abi. Yani arkadaşlarınızla da çevrenizdeki insanları duyuyorsunuzdur yani çok küçük çocuklar yani daha birkaç aylık çocuklar ekranda skip edebiliyor. Biliyor yani. İngilizce content'de hayatını devam ettirebiliyor. Sorduğun zaman şey yapabiliyor şimdi bu tüketim bu algı şeyini eğer düşünmeyi öğretebilirsek insanlara, analitik düşünmeyi ya da diğer taraftaki düşünmeyi, ya bak bu A, B, B çünkü. A, B, B'deki rakamlar ve şunlar daha iyi bir şey yapıyor. Ve bu bu çözümün yani seçtiğinin de sorumluluğunu alarak tabii ki böyle gittiğini eğitebilirsek de mükemmel. Ama eğer tam tersi olursa hani Idiocracy'e doğru da gider diye de korkuyorum yani Idiocracy filmini biliyorsanız yani oraya doğru gittiğini düşündüğüm taraflar var.

Aaa bugün ben ne yapacağım? Şu an Google Calendar'ı açıyorsun, bakıyorsun diyorsun bu toplantı için bunu yapmam lazım, şu konu için bunu yapmam lazım, bitti. Bugün gittim hemen bak, bana bugün yapmam gerekenler için Sonra ilgili bütün mailleri at. Tamam. Sana ne gerek kaldı?

Barış Gürbüzler (55:26) Zaten bence işin hep şey kısmı var ya benim en çok üzüldüğüm noktada o. Hani şey deniyor işte, AI asıl üzerimizden alması gereken işleri almaktansa işte asıl bizim yapmamız gereken müzik yapmak, resim yapmak, sanat üretmek, kitap okumak gibi işleri elimizden alıp alıp bizi yine arka tarafta hani o iki çarkın arasındaki üçüncü çark olarak konumlandırdığı bir dünya var.

Berkay Demirbas (55:27) Bir

Barış Gürbüzler (55:55) Beyninde en çok çekindiren kısım o. Yani idealde senin biraz önce söylediğin gibi bizim günlük o tüm adhoc operasyonel işleri üstlenip bizim haftanın 3 günü günde 4 saat çalışıyor olmamız gerekirken

Gidilen nokta şey, sen üzerine ki her işi AI ile yapıyorsun, o yüzden daha fazla iş yapabilecek vaktin oluyor ve sen artık eskiden bir ayda yapılan işi iki günde yapıyorsun. O zaman sen bir haftada bir senelik iş yapmalısın. Kimse şey demiyor. Abi AI var artık o yüzden hani chill artık ya yavaşlayabilirsin biraz demiyor. Şey dönüyor, yapılabiliyor mu? O zaman daha fazlasını yap. Mesela şey konusu,

Amerika'dayken de o konuşuluyordu. Senin bahsettiğin o tek kişi 1 milyar dolar ciroya ulaşmak yani unicorn olmak. Bu mesela neden gerekli? Yani neden bunu 10 kişilik bir ekiple yapmıyorsun? Çünkü gidilen kısım o. Ya da işte şey, daha az ekiple yapalım, daha hızlı yapalım. İşte birisi 1 milyon dolar ARR'a 6 ayda ulaşmış benim hedefim 5 ayda ulaşmak Neden? Çünkü hiçbir şeyi yok.

Beni de en çok çeken ve aslında böyle endişelendiren nokta o. Umarım bir noktada o dönüşüm olur. Ya da bir şekilde bir grup insan der ki bu kadar acele etmemize gerek yok. Ve daha sakin ve daha düzenli gidilen bir yapı olur ama çok da emin değilim yani o tarafta ona gidebilecek miyiz?

Cemil Toksöz (57:30) Yani bütün sci-fi dünyası, genre'sı onu neyle getirmek istiyorlar. Çok da kompleks olmadığınızda, Skynet'lere girmeden diğer taraf da kaydediliyor ve bu da bir yere yükleniyor. Risk yaratmadığımızı söyleyelim, seni seviyoruz AI

Barış Gürbüzler (57:34) Aynen. Aynen.

Berkay Demirbas (57:47) kaydetmiyor muşuz

Barış Gürbüzler (57:47) Hıhıhıhıhı

Berkay Demirbas (57:48) ya onu kaydetmesek ya mesela bu korkular daha bu korkular daha fazla evet bu korkular daha fazla Cemil'in moralini bozduk bu arada ya biz eğlenceli bir şey yapacaktık ama

Cemil Toksöz (57:50) Bu ne ya abi ya katılıyorum ben çok optimistim ya ben galiba

Barış Gürbüzler (57:50) Onu almıyor mesela.

Cemil Toksöz (58:02) daha optimistim bu konuda şeye katılıyorum bu arada ben de şeyin doğru olduğunu biliyorum. Bir insan olarak bir ayda teslim ettiğimizi bir haftada teslim ediyoruz sonra bir hafta değil ya bunu 4 günde yapabilir miyiz ya da 2 gün sonra 1 gün

Ama şimdi diyelim ki son 5 yıla bakalım 2020'den 2025'e kadar hani Covid'teki bu dijital transformasyon neye gitti? Ben abi 15 yıldır buradayım yani bu işteyim. 15 yıldaki şeyi 2 yıla sıkıştırdı, 1 yıla sıkıştırdı. Bütün markalar, bütün şirketler dijital transformasyona yatırım yapmak zorunda kaldı. cloud yatırımı yaptı, architecture'a yatırım yaptı. İyi, kötü. Çalışıyor, çalışmıyor. Performans alıyor, almıyor. Ama yatırım yaptı. Yani...

sıfırdan 20'lere gidebildiğimiz bir yerde 20'den 90'lara 80'lere doğru vurdu. Bu transformasyon oldu. ve bunu hızlandırdı. Evet şanslı azınlık, evden çalışabilen ve hayatını devam edebilen insanlar olarak bu sektörde çalışan insanlar olarak hepimiz hayatımızı devam ettik. Ama essential taraftaki insanlar çok suffer etti. Ve hani Türkiye'de biliyorum. Yurt dışında yaşadığım için, Hollanda'da biliyorum.

Onlar ciddi bir bunun bedelini ödedi ve bazıları hala ödüyor. Bir daha o sektöre hiç girmeyenler var. Bir daha o işi asla yapmayanlar ve şirketini bir şey kaybedenler Ama bir tarafta da şöyle bir şey başladı. Bir işte gerçekten iyi olan insan, o işte tortçuya geri dönelim.

İyi abi, iyi. Dükkanına bu sefer müşteri almak yerine delivery tarafını açtı. Açmamıştı daha önce, buna ihtiyacı yoktu. İnsanlar gelirken alıyordu gidiyordu. Ve bir anda business ona gitti. Sonra dedi ki, ben bir cloud kitchen alayım. Büyüttüm işi. Artık şunları şunları teslim. Şimdi gene aynı konu olacak. bundan survive edebilen, buna yatırım yapabilen, kendini ve bu anı kendini geliştiren insanlar devam edecek. Öbürlerinin niye dükkanları boş? Tekrar söylüyorum hata yapan yapmayan, her şeyi doğru yapan ve bundan zarar gören insanları o zaman tabi ki üzüleceğim. Ama buna yatırım yapan ve bir işi bir yere götüren insanlarda durum tam tersine edecek. O adam diğer kişiyi rekabeti kazanarak, ezerek demeyi demek istemedim ama kazanarak ortağın kaldıracak.

Yani ben biraz daha olumluyum ya. Hala o güzel kahve ihtiyacımız var, hala o güzel hamburgerlere, pizzalara ihtiyacımız var, hala tüm sektörlerimizde iyi oluyoruz ama ne zaman ki sadece küçük bir pill ile bütün her şeyin hissedilebilen bir duruma gitti işte o korkutur.

Barış Gürbüzler (1:00:24) Yok kesinlikle. Ya bence şöyle bir şey var. Ne kadar öyle olursa da günün sonunda herkes ya da herkes demiyim belli bir kesimi her zaman el yapımı bir masaya, el yapımı bir ayakkabıya, özel dikilmiş bir takım elbise ya da özel bir hizmete daha fazla para verecek ve ona her zaman bir demand olacak zaten. Bence çünkü aranan ve ihtiyaç olan bir şey. Sen istediğin kadar çok büyük şehirler yap, çok teknolojik yapılar kur.

Bir kesim her zaman doğaya dönmek isteyecek ve doğanın içerisinde bir şeyler yapmak isteyecek. Ve bence zaten o gidilen her şeyin ufaldığı, hızlandığı dünyada bu taraf ilginin ben giderek artacağını da düşünüyorum. Yani insanlar daha uzun aralıklarla gerçek dünyadan kopmak ya da iyi bir ayakkabı almak için ekstra efor harcadığı bir noktaya da gidecek. Yani bu böyle bir tanesinin tamamen olduğu bir şey bence kesinlikle imkansız yani. İnsan doğası aykırı

Cemil Toksöz (1:01:35) şeyde eee arka taraftan ses giriyor mu? arada yoksa tamamen noise ancelling sık durumda mıyız

Barış Gürbüzler (1:01:40) Geliyor ama duyuyoruz da.

Berkay Demirbas (1:01:41) Daha da iyi hatta yani uğultuya kıyasla şu an hatta bir şey oldu ve düzeldi. Neyse onu toparlarız Valla bu arada şey süremizi de açtık. Valla aşırı keyifliydi. Son böyle söylemek istediğiniz bir şey varsa ufaktan toparlayabiliriz. Hatta konuyla bağlantılı olarak şeyi de söyleyebilirim. Yakın bir tarihte sahaftan aldığım şöyle bir kitap var. Bulursanız tavsiye ederim. Aylak Zevkler kitabı diye. AI'ın yapmadığı, yapamadığı ve insanın

Cemil Toksöz (1:01:50) Nasıl gitti?

Berkay Demirbas (1:02:09) Aslında bu yoğun iş temposundan aksattığı bütün keyifli aktiviteler var. Örneğin, postacıyla konuşmak, kapıya gelen postacıyla konuşmak. Ya da işte, mektup yazmak. Mesela bilgisayarsız bir masada mektup yazmak falan gibi. Güzel ve tamamı da ücretsiz yapılabilen aktiviteler. Mesela işte hamakta uyumak. Boş etrafa dikizlemek falan gibi. Aşırı keyifli. Bence...

Barış Gürbüzler (1:02:29) Çok iyi.

Cemil Toksöz (1:02:33) Çok iyiymiş.

Barış Gürbüzler (1:02:38) Çok beğendim.

Berkay Demirbas (1:02:40) Bu taraflarda yani aylaklığı ya da tembelliği yani çok böyle çünkü şey takılmış durumdayız. productive olmak hani üretken olmamız lazım. Bir saatimiz çok değerli. Takvimlere sığmıyoruz. bloklar içerisinde yaşıyoruz. Ve hemen böyle stresliyiz, ikna etmemiz lazım, yeni bir şeyler öğrenmemiz lazım derken sanki biraz bunları kaçırıyoruz gibi geliyor. O yüzden tavsiye edebiliriz böyle bir şeyi.

Cemil Toksöz (1:03:06) Ben de gerçek aylak olarak

Barış Gürbüzler (1:03:06) Çok beğendim.

Cemil Toksöz (1:03:09) kitabın PDF'ini bulup, Chat GPT pro'ya yükleyip bana bunu özetini çıkarır mısın ve burada yapmam gereken 10 aktiviteyi söylemek istedin. Gerçek aylak olarak. Benim için bugünün arkasında şeylerimize bakarak. Çok güzel.

Berkay Demirbas (1:03:13) Güzeldi.

Barış Gürbüzler (1:03:19) Evet. Benim için en uygun. Benim için en uygun 10 aylaklık aktivitesi.

Berkay Demirbas (1:03:28) Ve sonra Sonra şey yazsa ya, peki bunun PDF olarak çıktısını vermemi ister misin deseydi bir de çıktı olarak. Onu söylüyor ya genelde tek sayfa. Beni aynısını bunu verin.

Cemil Toksöz (1:03:34) Çok heyecanlıyım.

Barış Gürbüzler (1:03:44) Ya valla Ben de aynısını söyleyecektim tamamen. keyifli oldu. Ben zamanın geçtiğini anlamadım bile.

Berkay Demirbas (1:03:50) Aynen.

Cemil Toksöz (1:03:50) seferde farklı konu konuşalım mı? Böyle server side, ginko'dur, adteco'dur, martteco'dur böyle sert sert. Sırf böyle teknik adamlar şey diyelim başında non-technical arkadaşlarına özür diliyoruz. Siz şu an ayrılabilirsiniz.

Berkay Demirbas (1:03:52) Ben de.

Barış Gürbüzler (1:04:03) Bence efsane olur.

Berkay Demirbas (1:04:05) Bu arada şeyde hemen şöyle bir şey fark ettim abi. Chat GPT'de son zamanlarda arattığım konu yani sektörle ilgili arattığım her şeyin sonuna for non-tech people ibaresi yerleştirdiğimi fark ettim. Yani bu konuyu non-tech insanlara nasıl anlatırım? Explain LocM5 falan gibi. Biraz böyle basite indirgeme için kullandığımı da fark ettim. Bu da mesela enteresan bir şey gidiyor. Basitleştirmek her zaman iyi değil ama çok garip. Neyse.

Cemil Toksöz (1:04:18) Gemini Hatta aldı onu. da. ...

Barış Gürbüzler (1:04:34) Biz tam tersini

Cemil Toksöz (1:04:34) Şeyi hatırlar mısın?

Barış Gürbüzler (1:04:35) yapabiliriz bence.

Cemil Toksöz (1:04:35) Herhangi bir konuda ilk gitar çalmaya başladığında ya da ilk gitar pazarlığı ve Digital Marketing for Dummies O kitap sevdi mi? Meşhurdu ama öldü yani hani artık öyle bir business ortağı kalmadı belki de böyle geri girecek

Barış Gürbüzler (1:04:41) Haydi.

Berkay Demirbas (1:04:41) Dummies, aynen. Onlar çok meşhurdur. Evet.

Barış Gürbüzler (1:04:52) Olabilir valla. Ben bu arada fikri çok beğendim. Bence kesin şey yapabiliriz böyle daha teknikl, daha işin detayına girilmiş konuşmalar güzel olur yani bu keyifliydi.

Berkay Demirbas (1:05:04) O zaman çok teşekkür ediyoruz Cemil katıldığın için podcastimize inşallah kayıt almıştır. Göremiyorum ama kayıt almadıysak şey yaparız. Almamıştır belki böyle bir stres olalım. Yaparız bizi bize...

Barış Gürbüzler (1:05:12) Almış almış.

Cemil Toksöz (1:05:15) Çok keyifli geçti. keyifli geçti. Bir daha yaparız sorun değil. Canım AI. Canım AI, güzel AI. Sen ne güzel AI'sın. Bizi destekle. Buradayız. seviyorum. Senin üzerine teknoloji geliştiriyoruz. mutlu ol, daha mutlu ol, daha doğru modellerimi ile ilerle diye. Korkan böyle değil mi? Karakterli. Çok teşekkür ederim.

Berkay Demirbas (1:05:36) O zaman çok sağol katıldığın için, vaktin için görüşmek üzere. Hoşçakalın. Bye bye.

Cemil Toksöz (1:05:46) görüşmek üzere bay bay.

Diğer Bölümler

11

Selim Tekay: E-Ticaretin Geleceği ve Pazarlama Stratejileri

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

10

Fırat Berber: Türkiye'de SaaS Satış ve Büyüme Süreçleri

Bu bölümde Fırat Berber, satış kariyerine nasıl başladığını, satışın sanat ve bilim yönlerini, başarılı satış hikayelerini ve satışta danışmanlık rolünü ele alıyor. Ayrıca, ikna süreci ve satış psikolojisi üzerine de derinlemesine bir tartışma yapılıyor.

8

Uzaktan Mı, Ofisten Mi?

Uzaktan mı çalışmalı, ofise mi gitmeli? Uzaktan çalışma ve ofis kültürü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

7

Kimlerden İlham Alıyoruz?

Bu bölümde bize ilham verenleri konuştuk. Efsanevi müzik prodüktörü Rick Rubin\'den, yaratıcı yaklaşımlarıyla sayısız sanatçıyı etkileyen, Basecamp\'in arkasındaki yenilikçi zihinler DHH ve Jason Fried\'a kadar, geleneksel çalışma normlarına meydan okuyan isimleri keşfediyoruz. Ayrıca, basketbol sahasının ötesinde liderlik ve mizahıyla bilinen Shaquille O\'Neal\'dan da bahsettik.

6

Neden Handbook Yazdık?

Startup dünyasında handbook yazmanın neden sadece "güzel bir fikir" değil, aynı zamanda bir zorunluluk olduğuna değindik. Handbook\'un şirket kültürü üzerindeki etkisinden, sürdürülebilir bir iş yapma biçimi yaratmadaki rolüne kadar her şeyi konuştuk.

5

Neden Amerika'da Şirket Kurduk?

Amerika'da Şirket Kurmak için neler yapılır? Bu bölümde Hardal'ın yatırım sürecinden Amerika'da neden şirket kurduğumuza, girişimcilik algısından exit'e kadar her şeyi konuştuk.

4

Türkiye'de Bootstrap, Girişim Ekosisteminin Zorlukları

Yatırım alma sürecinden sözleşme karmaşalarına, ıslak imza çilesinden regülasyonlara kadar tüm detaylara girdik. Hibrit çözümlerden bahsettik, değişmesi gereken sistemleri masaya yatırdık.

3

Marketing Ajansları, Partnerlik Sistemimiz ve İşbirlikler

Bu hafta martech şirketlerinin ajans partnerliklerine nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk.

2

Kurumsal Şirketlere Nasıl Yaklaşıyoruz?

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

1

Neden Open Startup Modeline Geçtik

Bu bölümde, neden Open Startup modeline geçtiğimizi ve bunun işimize nasıl katkı sağladığını konuşuyoruz.