Bölüm 3: Marketing Ajansları, Partnerlik Sistemimiz ve İşbirlikler

About this episode

Bu bölümde Hardal'ın ajanslarla ve teknoloji partnerleriyle kurduğu işbirliği modellerini ele alıyoruz. Partnerlik sisteminin neden kritik olduğunu, nasıl evrildiğini ve ajansların dinamiklerine nasıl katkı sağladığını detaylıca tartışıyoruz.

📌 Konuştuğumuz konular / Chapters: - 00:00 Giriş - 01:08 Partnerlik Sisteminin Önemi - 04:03 Eğitim ve Bilgilendirme Stratejileri - 06:47 Ajanslarla İletişim ve İşbirliği - 10:07 Zamanla Değişen Algılar - 13:14 Sıkıcı Kısımlarla Uğraşmak - 15:59 Ajans Dinamikleri ve Çıkış Yolları

Barış Gürbüzler (00:01) Selamlar.

Berkay Demirbas (00:02) Selam Barış, bir ara internetin gitti sandım ha. Arayacaktım valla. Whatsapp'tan arayacaktım. Ama Whatsapp'da kapalı. Günaydın Barış ne yapıyorsun? Nasıl gidiyor?

Barış Gürbüzler (00:06) O da çalışmıyor.. İyi valla yine bir bölümde bir aradayız. Yine benim farklı bir arka planım var. Seninki kadar cool olmayan ama doğru arka planı bulacağız diye umuyorum. Böyle 15. bölümde falan.

Berkay Demirbas (00:27) Estağfurullah. E buluruz yani zaten bu webinar'lar olmasa biz görüşemiyoruz gibi. Bir tek webinar' larde görüşürüz.

Barış Gürbüzler (00:38) Aynen gerçekten öyle. Webinar ayağına görüşüp konuşmuş oluyoruz. Evet.

Berkay Demirbas (00:44) Şimdi bu hafta, ele alacağımız konu bizim genel olarak yani Hardal'da partnerliklere partner sistemine nasıl yaklaşıyoruz. Neden? Product market dengesini yakaladıktan sonra attığımız ilk adım böyle bir satış evresi veya satış yapmak büyümekten ziyade partnerleri içeriye sokmak. Ya da işte partnerlilerin beklentilerini anlayarak onlara sunduğumuz hizmetler karşılığında ortak bir proje üretmek gibi gibi. Aslında Hardal'ın diğer start uplardan çok bağımsız olarak ya da diğer ürünlerden, marketing ürünlerinden çok bağımsız olarak yaptığı bir durum var. Şimdi bu hafta onu konuşacağız. Sana ilk bu şekilde sorayım istersen. Hardal neden böylesine, partnerlik sistemlerine çok önem veriyor?

Barış Gürbüzler (01:38) Bence kritik bir soru. biraz böyle iki farklı açıdan yaklaşabilirsin. İşin bir satış stratejisi noktası. Şimdi Fırat burada olsa hemen oradan girerdi mesela. Ama bir de işin bence...

Berkay Demirbas (01:51) İki bölümdür Fırat'a şey yapıyoruz bak shout out yapıyoruz. Bir gün alalım.

Barış Gürbüzler (01:55) Bir bölüm alalım onu, bir de onu konuşturalım. Bir de o itini döksün. Abi bir de bence bu işin birazcık böyle... ...şirketin bakış açısı kısmı var. Bence hem sen hem de ben ikimiz de böyle savaşçıl değil de barışçıl bir yapıda büyüme taraftarıyız. Bu da ne demek aslında? Bizim buradaki ilk çıkış amacımız, Hardal'ı ilk yapış amacımız kendimiz için bir ürün yapmaktı. Sonrasında bunu siyasete açtık ve hala ürünün çoğu insanın, çoğu işte hem ajansın hem başka teknolojik ürünlerin faydasını olacağını düşünüyoruz. Yani bizim birlikte büyüyelim konseptinden öte ya da bize hadibirlerini paslayından öte işin en temelinde bence bu var. Ya bakın biz bir ürün yaptık ve sizin hayatınızı kolaylaştırabileceğini düşünüyoruz diyoruz. Aslında biz satış stratejisi olarak. Bunu da aslında en iyi anlayabileceklerin hem böyle pazarlama ajanslarının, marketing ajanslarının hem de benzer alanda faaliyet gösteren teknoloji firmaların olduğunu düşünüyoruz. Biraz da bu yüzden de biz ilk günden beri kiminle görürsek, kiminle tanışsak, eğer bir müşterisi varsa, bir ajanssa bir ürün satıyorsa diyoruz ki gel bak birlikte bir şeyler yapalım. Çünkü büyük ihtimal bizim sizin faydımızın dokunacağı bir nokta vardır. Ben böyle işin en kritik noktalarından birisinin bu olduğunu düşünüyorum çünkü geride yer alıyoruz. Böyle kimseyle tam olarak kesişmediğimiz yani böyle burun buruna gelmediğimiz aynı hizmeti vermediğimiz bir noktada olduğumuz için birileriyle partnerlik yapıp bir şeyler geliştirmek için çok uygun bir noktadayız. Biz de bunu biraz leverage haline getirmek de istiyoruz gibi düşünüyorum. Ben işimi bu finansal ve ticari boyutlarına kenara koyarak tanıdıyorsun.

Berkay Demirbas (04:03) Aslında ilk çıktığımız zaman yani bu partnerlik sistemiyle bu kadar angaja olmadan evvel bir affiliate sistem yaratmaya çalışmıştık aslında. Bu da biraz böyle diğer startupların yani diğer ürünlerin yaptığı sistem yani müşterini getir işte arkadaşını getir yüzde bilmem kaç indirim al gibi. Fakat bu sistemin doğru çalışması neden yani insanların affiliate etmesi için bir kullanıyor olması lazım hali hazırda arkadaşına refer etmesi için. Hali hazırda kullanan ve bu konsepti anlayan insanlar olmadığını fark ettik. Sonra işi eğitim işlemlerine biraz döktük yani insanlara eğitmek üzerine bir strateji uyguladık. Fakat sonra da şunu gördük. Bu eğitim kapsamında eğer biz partnerlere bu eğitimleri verirsek ve dediğin gibi partnerlerin mevcut yaptığı işleri ne noktada minimize ediyorsak eforlarını biz aslında orada dahil olmamız gerektiğini onlara anlattığımız bir evre oldu eğitimlerden ziyade. Bu bazı ajanslarda çalıştı özellikle Türkiye'deki marketing ajanslarında. Şimdi izin isim vermek gibi olmasın. Bazı ajanslarda bu durumu kabul etmedi. Dolayısıyla buradaki yapıyı aslında böyle çizmiş olduk.

Barış Gürbüzler (05:19) Evet, bence orada işinin kritik noktalarından bir tanesi şey. Biz ajanslara bunu şey yaparken, paslarken, anlatırken, daha doğrusu markalara bunu anlatırken düzeltmek gerekirse şeyi fark ettik. Markalardaki kişiler biraz, özellikle Türkiye Pazarı'nda birçok farklı şapkayı takıyor. Yani hem, atıyorum e-ticaretten sorumlu adam hem gidiyor arkada ürün stok kontrolü yapıyor. Hem web sitenin geliştirilmesinden sorumlu hem işte ne bileyim pazarlama bütçesi ondan geçiyor. Bu adam böyle olunca ya da bu kişi diyeyim daha spesifik konularda biraz daha çevresine birkaç tane farklı insan konumlandırmış. İşte ya teknoloji partilerine çok güveniyor ya ajansıyla çok yakın ve ajansının kendini bu konuda mesela sürekli beslemesini istiyor. Diyor ki consent note bir şey çıkmış hadi ajans söyle bana ne işe yarar bu. First part diye bir şey çıkmış hadi ajans anlat bakalım bana tarzı bir noktaya gidiyor. Ama ajanslardaki insanların da benim gördüğüm kadarıyla özellikle iş yükünden dolayı ben yeni gelişmeleri de oturuyorum takip edeyim diyecek zamana da bulamayabiliyor. Bu sefer markayı doğru besleyemiyor. Bir de konu o kadar orta bir alandaki bizim üzerine çalıştığımız konu ajans çalışanı yani işin uzmanı olan kişi olsa da %100 doğru da anlayamadığı senaryolar oluyor. O yüzden de şu model bizim için çok mantıklı geldi bu noktada. Biz ajansları doğru besleyelim, ajansları doğru anlatalım. Onlar da markalarına doğru anlatsın. Böylelikle markalarının kafasına otursun ki yarın bir gün biz görüştüğümüz zaman her şeyden bir haber bir şekilde gelmesinler. Biraz bence bu da böyle bir ekosistem yaratmanın zaten herhalde ilk adımları falan oluyor böyle bir yaklaşım.

Berkay Demirbas (07:24) Bence onu yaptığımızı kesinlikle düşünüyorum ya. bizim aslında... ...bizim refuse etmeye çalışan... ...biz bunu... ...Hardalla değil de, Hardalla partner olarak değil de... ...biz kendi içimizde yaparsak zaten şu kadar fayda sağlarız diye konuşulan ajanslar... ...günün sonunda yapamaz oldu aslında bu sistemleri ve bu sistemleri... ...bizden duyar hale geldiler. Ve dolayısıyla bizden duyup biz de bunu yaparız. Demek ki burada bir fırsat var diyenler genellikle o fırsatları lehine de çeviremediler. Ve böyle ortada kaldılar çünkü bahsettiğim gibi içerde yani ajans yapısı gereği o kadar fazla bir mücadele söz konusu ki yani adam GTM ile mi uğraşsın adam GA4 deki not set hatalarıyla mı uğraşsın müşterinin taleplerine mi dönsün mail'e mi dönsün yeni araştırma mı yapsın. Şimdi ajans dinamiğinde bu araştırmayı yapacak ortam olmadığı için... ...bu tip yeni sistemlerde insanlar bir araya gelip bir şeyler üretemiyorlar. Üretemedikleri için de katma değerli projeler çok fazla çıkmıyor. işte bu marketing teknolojileri, ödülleri... ...ya da işte bazı ödüller falan... sırf... ...başvuru projelerinin içerisinde video var ve daha böyle... ...allanmış, pulanmış projeler olduğu için seçilen...ödüller bunlar. Kimse, aaa, BigQuery'de şu modellemeyi kullandığı için ya da şu fonksiyonu kullandıkları için daha iyi retargeting yapmışlar diye hiç kimse bakmıyor birbirine. İşte biz istiyoruz ki ekosistemde partnerlerle birlikte, partnerlerin efor ayıramadığı bu arge alanına biz diyoruz ki biz zaten kardeşim 2.5-3 senedir bu işe kafa yorduk. Gelin işin bu kısmını biz sizden komple alalım ve işin aktivasyon ve raporlama kısmını siz zaten yapın. En başarılı olduğunuz alan orası. O taraflara odaklanın dedikçe insanlar bunu biz de yaparız falana götürüp işi. Biraz böyle rakipleşmeye çalışıyorlar. bu biraz... affiliate olmamasının da sebebi bence kesinlikle buydu.

Barış Gürbüzler (09:38) Evet bence orada şey noktası, ben böyle şeyi diye düşünüyorum, bir ilk baştaki zamanlar var, bir de günümüzde geldiğimiz nokta var. İlk baştaki zamanlar biraz şeydi, arada bizim için gurur kırıcı ya da böyle heves kaçırıcı daha doğru bir terim olacak, heves kaçırıcıydı. Çünkü biz böyle bir hevesle bir istekle sürekli anlatıyorduk işte. Bak böyle yaparsın böyle bir sistem var server side diye bir konsept vardı ha server side çok duyulmamıştı o zamanlar server side ile böyle oluyor client side ile farkı budur vesaire diye biz böyle karşımıza çıkan herkese anlattığımız bir zaman vardı. Berkay koptun bende bu arada.

Berkay Demirbas (10:27) Buradayım buradayım dinliyorum ama galiba şey internetten dolayı kamera şey olmadı. şimdi açtım kamerayı da. Malum internetimiz. Yani bu siteye girdiğimize dua. Bu siteye girdiğimize dua edelim.

Barış Gürbüzler (10:28) Hahahah. Evet, internetin zor zamanı herhalde. Şunu diyordum, böyle anlatıyoruz insanlara sonra, hatırlıyor musun yine isim vermeden, birisi çıkıp bizim anlattığımız konseptleri bir etkinlikte kendileri yapıyormuş gibi lanse etmişti. Bir üst kademe bir ajans kişisi. Ve biz böyle şok olmuştuk. Ve bizi goslamıştı ondan sonra. Hani biz böyle güzel konuşmaydı abi hani hayırlı olsun bak benzer konularda demek ki siz de ilgilisiniz falan da yine böyle bir...

Berkay Demirbas (10:58) Evet. Evet Barış Gürbüzler (11:13) Zeytin dalıyla gittiğimiz noktada ghostlanmıştık. Şimdi böyle bizim iletişimde olduğumuz 50 firmadan birisiler hala. Ne zaman bence o duvar yıkıldı? Şu zaman yıkıldı. insanlar konsepte artık haşır neşir olmaya başladı. Şu an böyle zamanında LinkedIn'de bizi böyle diss atmış ajans kişileriyle bile şu an oturup iş birliği konuşuyoruz. Çünkü şunu anladılar, ha, Hardal bir tehlike değil. Hardal çünkü gelip bizim ekmeğimizin peşinde değil. Hardal bir raporlama tool'u olmayacak. Hardal segmentasyon yapmayacak. Hardal gidip pop-up göndermeyecek. Push çıktırtmayacak. Yani bunları anlayınca firmalar dedi ki, ha, bu adamlar gerçekten işin en çirkin ve sıkıcı kısmında yer almayı çok okeyler. Veriyi o toplama birleştirme vesaire o zaman bu gerçekten risk değil dediklerinde ürünü anlamaya çalıştılar. Başta biraz daha risk faktörü var bence o tarafta o yüzden böyle bir sonra var ya da instinct kick etti. Hatta hatırlıyor musun bir tane yine şu an yine iyi çalıştığımız partner olduğumuz bir firmadaki yönetici şey demişti. Eğer biz markalara sizi satarsak biz nasıl para kazanacağız. Biz kurulum hizmeti veriyoruz markalara demişti. Ve o toplantı mesela dönüm noktasıydı çünkü biz ne yaptığımızı anlatmıştık ondan sonra. Ondan önceki tüm toplantılar, görüşmeler, mailleşmeler vs. meğerse çöpmüş yani. Adam bizi hala onların ekmeğinin peşinde gibi düşündüğünden sadece bloke koyuyormuş ta ki açık açık bunu söyleyince böyle biz de açıkladık ve böyle tüm o duvarlar indi.

Berkay Demirbas (13:13) Ve güzel oldu yani kesinlikle şey değil yani işin şey noktası dediğin çok güzel işin en sıkıcı kısımlarıyla biz zaten uğraşıyoruz ve bu işe efor ayırıyoruz. İşin en sıkıcı ve manuel kısımlarını biz tuttuk otomatize edilmiş bir sales konseptine çevirdik. Bu dünyada da aslında çok gözle görülür bir şey değil. İnsan dokunuşunun sürekli olması gereken bir uzun projeyi biz tuttuk SaaS konseptine çevirdik. Yani bizim anlatmaya çalıştığımız bu ama karşı tarafın anlayabileceği konsepte indirgediğimiz zaman konuları özellikle partnerlik tarafında hep yanlış anlaşılmalara mail verdi. Biz Hardl'ı ne zaman anlatsak ilk günlerden beri ha o zaman Google Analytics'İ kullanmaya ihtiyacımız yok diye bir argümanla geliyorlardı. Hayır abi var ama daha iyi kullanmanı onarak sağlıyoruz çünkü background'ın da ajans hizmet verdiği müşterilerine bu kadar teknik olmak zorunda değil onu kesinlikle kabul ediyoruz fakat bunun ihtiyacını ya da getireceği faydaları anlatmakla mükellef olması gerektiğini de düşünüyoruz. Yani o anlatacağı bilgiye vakıf olması için gerekli araştırma yapıyor olması lazım ve gene dediğimiz noktaya geliyoruz. O araştırma yapacak vakti bulamıyor. Adam diyor ki ya performans şeyinde Google Ads conversionlarını koymamışsın GTM'den diyor. Ya da işte GA4'da veri gelmemiş diyor. Adam sürekli bunlara bakıyor bir GTM ile uğraşıyor başka bir şeyle uğraşıyor derken hangi ara araştırma yapsın hangi ara ortaya bir efor koysun. Bu biraz Türkiye'deki ajans dinami ile bence alakalı. Yurtdışında da böyle bu arada yani yurtdışında da biraz kulaktan dolma bilgilerle bir şeyler ilerliyor. Fakat yurtdışındaki şöyle bir avantaj var.

Barış Gürbüzler (14:41) Evet.

Berkay Demirbas (15:01) İşin regulatif taraflarıyla da dokunan kısımlar işte GDPR gibi. Daha da öyle teknik tarafta insanlar bu kısmı inceleyebiliyorlar. Çünkü örnek veriyorum. X bir marka yurtdışındaki bir ajansa çalışıyorken ajansa direkt olarak böyle bir brief vermiyor. Tam tersi ajans böyle bir brief ile markaya gidiyor. Diyor ki şu tarihte şu yasa çıktı ve bu yasa çerçevesinde GA4'nun ayarlarını böyle yapacaksın gibi. Ama bizde abi tam tersi panelde bir uyarı görüyor marka. Bunun ekran görüntüsünü atıyor ve ajansı soruyor. Ben WhatsApp'dan atıyor. Ben böyle bir hata gördüm diye yani o insanların korkmasını ve yeni bir bilgiye dur demesindeki tamamen normal çünkü bu korkuyla birlikte iş yaptıkları için. Biz de kısaca o korkuyu minimize etmelerini ve bu kadar teknik taraflarla hiç kimsenin markanın ya da ajansın uğraşmaması gerektiğiyle ilgili bir aksiyon alıyoruz. Ama buna rağmen bazı partner potansiyel şeyler tarafından sanki bir şey gibi onların yapacağı işi baltalıyor muş gibi algılanabiliyor. Ama böyle olmadığını gördüler.

Barış Gürbüzler (16:10) Aynen. Evet, bir de şeyi de söylüyoruz. Ya bakın diyoruz, bazı ajanslar çünkü aslında marka biraz uğraşsa dolayısıyla kendi yapabileceği, Google'ın zaten verdiği özellikleri, yani Google Analytics'te bir open butonuna basma kadar neredeyse basit özellikleri öyle bir paketleyip satıyor ki ajans, işte buna 35 saat kurulum diyor bazı ajanslar. Yani söz bunu dinleyen bir ajans kişisi olursa dışarı LinkedIn'den dışarı ve bunu paketleyip satmak yerine okey tamam anlıyorum orada bir yine ticari yaklaşım bu. Diyoruz ki gelin Hardal'ın size sunduğu inanılmaz büyük bir data havuzu var. Siz bu data havuzluyla 35 farklı proje yaparsınız ve markaya bunu anlamlandırarak

Berkay Demirbas (16:43) Söz LinkedIn'den dışarı.

Barış Gürbüzler (17:09) Bu kadar ciddi katma değerli işler çıkartabilirsiniz. Böyle olduğunda hem diğer firmalardan birazcık daha ayrışmış olursunuz ki bunu yapan ajanslar var şu an. Hem de biraz daha katma değerli iş çıkartmış olursunuz gibi bir noktaya itip bence o da yine değerli yani ne bileyim faydalı hem iş rutinden de çıkmış oluyor. Yani biz ikimiz de ajansda çalıştık. Bence ajansın en kötü yanı birkaç sene sonra o senin aynı dönem kurulumu yaptım mı yaptım, reklam açtım mı açtım rutini. Hardal aslında oradan bir çıkış yolu da sunuyor ajanslara. Değerlendirilebilirse ne mutlu.

Berkay Demirbas (17:52) Çok iyi söyledin valla. Tam olarak aslında biz bunu hedefliyoruz. Yani amacımız partnerlerin bize getirdiği müşterilerden satış geliri elde etmek değil. Zaten büyük bir risk turn oranı vesaire sunuyoruz. Bir planlama yapıyoruz birlikte. Hakikaten uğraşıyoruz yani. Tailor based bir maddi kazanç şayet bu işin ana şeyi ama biz hiçbir zaman ana konu olarak maddi yatı görmüyoruz. Yani istiyoruz ki gerçekten hani Türkiye'deki bu ekosistem, bu ölçümleme ya da bu analitik dünyasında ajanslar da bizimle birlikte aynı know-how seviyesine gelsin ve birlikte güzel projeler markalara sunabilsinler. Yani bence bunun böyle bir yarış gibi, bunun bir rekabet gibi gözlemlenebileceği bir ortamda zaten aynı hikayeler bence paylaşılmaz. O yüzden de biz bir blacklist hazırladık. Blacklist'e de asla görüşmeyeceğimiz markaların

Barış Gürbüzler (18:43) Evet.

Berkay Demirbas (18:51) veya partnerlerin listesi yer alıyor. Bu listeye siz de ulaşmak isterseniz. Linki açıklamaya bırakıyoruz falan.

Barış Gürbüzler (18:56) Aynen öyle. Ya evet. Biraz açıkçası o listede gerekliydi. Her ne kadar üzülerek bazen o liste ekleme yapsak da. Çünkü biz mesela teknoloji partnerlerine de benzer yaklaşıyoruz. Yani teknoloji partneri diyoruz ki, aa bak siz de bu iştesiniz. Bak sen bir mesela analitik hizmeti sunuyorsun. Süper. Ya da başka bir hizmet suniyorsun. Bak Hardal'ın sana sunabileceği faydalar şunlar şunlar şunlardır diye ön çalışmayla gittiğimiz partnerler var mesela. O partnerlerden bazıları çok sıcak yaklaşıyor ne mutlu bize. Bazıları ghostluyor onu da anlayabiliyoruz çünkü adamın o an önceliği olmaya biliyor. Bazıları da işte ister istemez tam tersi istikamette rekabetin gitmeye başlıyor. Öyle durumlarda da evet biz bu ajansla ya da bu partner ile bir daha görüşmezsek daha iyi olur dediğimiz bir listemiz mevcut. O da işin herhalde doğası.

Berkay Demirbas (20:06) Şey dediğin kısmına da son olarak gerçekten katılıyorum yani o ajanslardaki o rutin dinamiğin gerçekten bir çıkış noktası olarak illa Hardal olmak zorunda değil fakat araştırma yapılamadığı için oluşturulamayan projeler her zaman bu rutinden bir çıkış noktasıdır. İki sene önce bir CMP idi bu yani cookie management platformu idi bu çıkış noktası. Ondan önce MMM idi. İşte ondan sonra AI oldu. Yani yok işte bir sonraki kullanıcı journey'sini tahminleme üzerine projeler oldu. Yani aslında günün sonunda ajanslar şunu da fark ettikçe bizi daha iyi anlıyorlar. Ya biz o zaman hani o rutin düzen işte GTM açtın mı kampanyayı açtın mı kapadım mı iken mevcut rutin düzen bu MMM projesinde işte çıktı bu işte bu AI projesinde çıktı. bu ya döndü. Bugün Google'ın yayınladığı ajanslarla birlikte özellikle Türkiye'deki ajanslarla birlikte yayınladığı partnerlerle yarattığı bu caselerin tamamına bak, biz hatta bunların hepsini incelemiştik hepsi 3 ana section üzerinden dönüyordu. Bütün yüzdeler, şeyler, konular aynı. Dolayısıyla biz de diyoruz ki daha iyi yapılabilecek şeyler var, daha heyecanlı olan konular var. E bu heyecanlı olan konularda da hep birlikte bizle birlikte bu heyecanı paylaşacak

Barış Gürbüzler (20:51) Aynen.

Berkay Demirbas (21:32) insanlara ihtiyacımız var yoksa illa bizde partner olun diye bir kaide de sunmuyoruz diye ben de yorumları ekliyim konuyla alakalı.

Barış Gürbüzler (21:40) Aynen öyle. Çok temiz bir kapanış oldu bence. Ben bunun dışında da direk bir şeyim yok.

Berkay Demirbas (21:50) O zaman partnerleri ilişkin dedikodumuzu, gıybetimizi ve içimizi döktüğümüz için bir terapi gibi aslında LinkedIn'e yayınlayacağımız. İçimizi döktüğümüz için de rahatladık mı? Ben rahatladım.

Barış Gürbüzler (21:58) Aynen. Bence çok iyi oldu ya ben çünkü... Bilmiyorum en keyif aldığım kısım da partnerlerle çalışmak. Çünkü en çok biz onlar zorluyor aslında. Push ediyor. En çok heves kırıklığında bazı partnerler yansıtıyor. Bu arada şeye baktım bir taraftan. Bizim şu an iletişimde olduğumuz partner olduğumuz ya da partner potansiyeline sahip görüşmeleri yaptığımız toplam firma sayısı 68 olmuş.

Berkay Demirbas (22:15) Evet.

Barış Gürbüzler (22:33) 68 farklı ekip.

Berkay Demirbas (22:34) Yurtdışıda dahil mi? Yurtdışıda dahil mi? Sadece Türkiye mi?

Barış Gürbüzler (22:37) Bu sadece Türkiye'ye yurtdışı dahil değil.

Berkay Demirbas (22:40) Fazlaymış ya. Her yere dokunmuşuz yani.

Barış Gürbüzler (22:41) Aynen. Yurtdışı biraz daha karışık çünkü ülke ülke böldüğümüz için orayı. Türkiye'ye baktım sadece. Türkiye'de böyle. O yüzden evet herkes farklı tepkiler verebiliyor. Ama bence işin çok keyifli tatlı bir yanı bizim işin de. Seviyorum o yüzden. İç dökmekte iyi geldi.

Berkay Demirbas (23:00) Yani gerçekten... Yani geldiğimiz nokta da bence bu sayede şeyi anlayabiliyoruz. Yani o ekosistemde bir şeyleri lead etmek ya da bir yönlendirme yapmak, yön vermek sisteme yön vermek güzel bir duygu. En azından bu duyguyu bize yaşattıkları için sırf yani bu duygu da yaşattıklarından dolayı bizi ghostlayan partnerleri de selam olsun diyoruz. Çünkü onların ghostlaması sayesinde bu kadar konulara vakıf olmayan insanları da himayemiz altında aldık ve birlikte güzel hikayeler yapıyoruz. Diyip süremizi de fazla aşmadan kapanışa geçebiliriz. Çok sağol.

Barış Gürbüzler (23:32) Aynen. Teşekkür ederim. İyi günler diliyorum sana. Ağzına sağlık. Görüştüğümüze de sevindim.

Berkay Demirbas (23:51) Valla öyle oldu yani bir haftaya falan da görüşebiliriz istiyorsan. Telefonculuk. O zaman görüşürüz haftaya, kolay gelsin. Bye bye.

Barış Gürbüzler (23:56) Olur, olur. Buralardayım ya... Haydi bay bay.

Diğer Bölümler

11

Selim Tekay: E-Ticaretin Geleceği ve Pazarlama Stratejileri

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

10

Fırat Berber: Türkiye'de SaaS Satış ve Büyüme Süreçleri

Bu bölümde Fırat Berber, satış kariyerine nasıl başladığını, satışın sanat ve bilim yönlerini, başarılı satış hikayelerini ve satışta danışmanlık rolünü ele alıyor. Ayrıca, ikna süreci ve satış psikolojisi üzerine de derinlemesine bir tartışma yapılıyor.

9

Cemil Toksöz: Yapay Zeka Dijital Pazarlamayı Köreltiyor Mu?

Bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz oldu. Dijital pazarlama ve martech alanındaki 15 yıllık deneyimini ve kariyer yolculuğunu paylaştı. Ayrıca, dijital pazarlama dönüşümünü, AI etkisini, eğitim ve adaptasyon süreçlerini ele alıyor.

8

Uzaktan Mı, Ofisten Mi?

Uzaktan mı çalışmalı, ofise mi gitmeli? Uzaktan çalışma ve ofis kültürü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

7

Kimlerden İlham Alıyoruz?

Bu bölümde bize ilham verenleri konuştuk. Efsanevi müzik prodüktörü Rick Rubin\'den, yaratıcı yaklaşımlarıyla sayısız sanatçıyı etkileyen, Basecamp\'in arkasındaki yenilikçi zihinler DHH ve Jason Fried\'a kadar, geleneksel çalışma normlarına meydan okuyan isimleri keşfediyoruz. Ayrıca, basketbol sahasının ötesinde liderlik ve mizahıyla bilinen Shaquille O\'Neal\'dan da bahsettik.

6

Neden Handbook Yazdık?

Startup dünyasında handbook yazmanın neden sadece "güzel bir fikir" değil, aynı zamanda bir zorunluluk olduğuna değindik. Handbook\'un şirket kültürü üzerindeki etkisinden, sürdürülebilir bir iş yapma biçimi yaratmadaki rolüne kadar her şeyi konuştuk.

5

Neden Amerika'da Şirket Kurduk?

Amerika'da Şirket Kurmak için neler yapılır? Bu bölümde Hardal'ın yatırım sürecinden Amerika'da neden şirket kurduğumuza, girişimcilik algısından exit'e kadar her şeyi konuştuk.

4

Türkiye'de Bootstrap, Girişim Ekosisteminin Zorlukları

Yatırım alma sürecinden sözleşme karmaşalarına, ıslak imza çilesinden regülasyonlara kadar tüm detaylara girdik. Hibrit çözümlerden bahsettik, değişmesi gereken sistemleri masaya yatırdık.

2

Kurumsal Şirketlere Nasıl Yaklaşıyoruz?

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

1

Neden Open Startup Modeline Geçtik

Bu bölümde, neden Open Startup modeline geçtiğimizi ve bunun işimize nasıl katkı sağladığını konuşuyoruz.