Bölüm 2: Kurumsal Şirketlere Nasıl Yaklaşıyoruz?
About this episode
Bu bölümde Hardal'ın kurumsal şirketlerle satış süreçlerinde yaşadığı deneyimleri ve öğrendikleri dersleri paylaşıyoruz. İlk başlarda yapılan hatalardan, müşteri ihtiyaçlarını dinlemenin önemine ve skorlama sisteminin satış süreçlerine katkısına kadar birçok konuyu ele alıyoruz.
📌 Konuştuğumuz konular / Chapters: - 00:00 Kurumsal Şirketlerde Satış Stratejileri - 02:57 Müşteri İhtiyaçlarını Anlamak - 05:51 Skorlama Sisteminin Önemi - 09:02 Kurumsal Şirketlerdeki Zorluklar - 12:00 İhtiyaçlara Göre Ürün Geliştirmek Mantıklı mı? - 15:10 Ajanslarla (üçüncü partilerle) İşbirliği ve Ürün Satışı - 18:05 Sonuç ve Gelecek Vizyonu Barış Gürbüzler (00:01) Selam.
Berkay Demirbas (00:03) Selam, ne haber?
Barış Gürbüzler (00:05) Yine az önce denk gelmişiz gibi.
Berkay Demirbas (00:11) Ama yani bu sefer şeyi tutturduk hizalar falan şimdi okey oldu ben tişörtümü yıkadım geldim değiştirdim. Şimdi bugünkü konumuz neydi? Bir kısaca bir özet geçmeye çalışayım ben sende üzerine tamamla istersen. Kurumsal şirketlerde
Barış Gürbüzler (00:15) Omuzdan böyle
Berkay Demirbas (00:33) Startup'ların ürettiği tool'lar nasıl satılıyor? Veyahut kurumsal şirketler bu tool'lara nasıl yaklaşıyor? Biz Hardal olarak burada nasıl bir aksiyon alıyoruz? Genç gelişimcilere tavsiyemizin neler olabilir? En özet olarak da aslında kurumsal şirketlerdeki insanların dertleriyle bizim planladıklarımız ne kadar uyuşuyor ne kadar uyuşmuyor? Bunun bir altını çizeceğiz.
Barış Gürbüzler (01:01) Aynen. böyle aslında biraz daha şey diyebiliriz. Son bir iki senedir yaşadıklarımızın böyle minik bir özeti değerlendirmesi gibi. Bence çok da şey bir konu yani ikimiz de aslında böyle satış backgroundundan gelen insanlar değiliz. Ben bir ara sadece
Eski iş yerimde, birkaç eski, önceki iş yerimde growthdan sorumluydum. ara satış yaptığımı sanıyordum ama böyle gelen talebi yönetmek satış değilmiş. onu böyle hardala girince biraz daha anladık. Hardal'da aslında ikimizde ilk defa böyle hardcore satış satış bir deneyimiz oldu. Çoğu zamanda bence özellikle co-founderlar, founderlar
O ana kadar çok böyle çatır çatır ürününü satmaya çalışmamış oluyor. O yüzden herkesin böyle bir anda okyanusun ortalıklarına düştüğü bir deneyim oluyor. Bakalım belki güzel insight'lar veririz diyeyim ve evet evet.
Berkay Demirbas (02:11) Keyifli bu arada. satış yapmak
ve kendi ürettiğin bir ürünü satmak değişik bir haz veriyor, güzel bir haz veriyor. Fakat hani çok böyle evdeki hesap çarşıya uymadığı senaryolar da oluyor. Yani biz işte...
Barış Gürbüzler (02:21) Aynen.
Berkay Demirbas (02:29) Ne planlayıp, ne üretiyoruz ve ne satmayı planlıyoruz ama meğer karşı tarafın dertleri çok farklı olabiliyor. Hukuki engeller veya işte regulatif engeller kurumsal şirketin getirdiği yavaşlıktan dolayı süreçlerin işlemiyor oluşu gibi gibi çok böyle basit gibi gözüken ama tüm süreci de etkileyen problemler oluyor. Biz biraz daha hani burada nasıl bir aksiyon oluyoruz, ne yapıyoruz, ne hedefliyoruz?
Barış Gürbüzler (02:57) Ya bence
şey çok ilginç. Şimdi ister istemez böyle çok fazla partiyle bir araya geliyorsun. Hem müşteri tarafıyla hem işte böyle accelerator programlar, bilmem neler. Ve hep temel bir şey var ya böyle buzzword diyebileceğimiz, product market fit. Senin product market fit'in kim? İşte müşterin kim? Falan. Gibi bir şey var.
Ve sen onu çalışıyorsun sürekli böyle diyorsun ki, ''Abi benim, işte mesela Hardlin problemi, pazarlama direktörlerinin, veri tarafındaki yaşadığı problemlerin önüne geçmek ve daha rahat veri yönetmelerini böyle sağlamak, pazarlama performanslarını arttırmak gibi böyle keywordlerle birlikte bir şey oturtmaya çalışıyorsun.'' Fakat günün sonunda şunu fark ediyorsun, ''Abi adamın derdi asla o değil.''
Yani o olsa bile o değil. Ondan sonra böyle satışçılarla böyle gerçekten satışçılarla vakit geçirmeye başladıkça konu biraz daha farklı yerlere gidiyor. Bizde bence o konuda böyle shout out gibi olacak ama Fırat Berber bizim Fırat çok kafamızı açtı.
Ne gibi? Örnek veriyorum. ilk başlarda şey yapıyorduk hatırlarsan. Giriyorduk, Selam abi senin böyle bir problemin var. Şimdi bak, Hardal an nasıl çözüyor anlatayım deyip böyle bir run through yapıyorduk. Ha, aynen. Sen de tanı ölçemiyorsun.
Berkay Demirbas (04:22) ölçemiyorsun diye gidiyorduk ve bam bam diye hatalarını
karşısına koyuyorduk.
Barış Gürbüzler (04:30) Evet,
ya orada bence mesela bizim bir numaralı hatamız şeydi, ikimiz de çok böyle mühendis artı, dijital pazarlama artı, analitik kafası olduğu için şey düşünüyoruz, eğer birisi bize hatalarımızı söylese, biz aa neymiş bu hatalarımız diye bakarız ve onları çözmek isteriz gibi bir optimizasyon kaynaklı yaklaşıyorduk ama şey hiç düşünmedik.
Defans yarattığımızı aslında başta düşünmedik ve böyle biz böyle elimizde sanki böyle bir koçbaşı var o duvarı böyle kırmaya çalışıyoruz gibi bir satış yöntemiyle başladık. Tabi arada bazı insanlar
Berkay Demirbas (05:08) Karşı tarafta ister istemez
defansa geçme psikolojisi doğuruyor. Çünkü eksikliklerle gittiğimiz için sen yanlış yapıyorsun, sen yapamıyorsun. Karşı taraf diyor ki ya kardeşim ben 15 senelik bu işin içindeyim. Yani iki yıllık bir yıllık start up olarak karşıma geçip ne yapıp yapmayacağını mı söyleyeceksin diye. O yüzden ters tepiyor. Hala ters tepiyor bu arada.
Barış Gürbüzler (05:17) Aynen
Aynen
Hatta bazen
şey... Evet, hatta şey yaptığımız zamanlar oldu. adamın müdürü orada ve adamın sorumluluğunda. Biz adamın işine kötülüyoruz. E adam defansa geçecek tabii ki yani orada bir nevi... Yani şey yapıyor, götünü... Affedersin, kurtarmaya çalışıyor diyeyim.
O yüzden böyle Fırat'ın gelip, dakika önce biz insanları dinleyelim, dertlerini dinleyelim dememiz böyle bence ilk bizim aydınlanma noktalarımızdan birisiydi. Evet, discovery diye bir konsept var, bakın önce bir discover edin insanların derdini. Benim için böyle kilit milestone'lardan o. Şu anki özellikle satış yöntemimizde.
Berkay Demirbas (06:19) Şu anda ne yapıyoruz peki? Yani aslında discovery ettikten sonra şeyi de fark ettik. Bir şablon çıkarabileceğimizi fark ettik. Yani karşı taraf kurumsal mı, B2B mi, veyahut, karşı taraf problemlerine ne kadar hakim? Gibi böyle bir score sistemi aslında planladık.
Barış Gürbüzler (06:26) Hımm.
Berkay Demirbas (06:38) Nasıl gidiyor sence yani o uyarlayabiliyor muyuz biz bu score sistemin? Çünkü Meet öncesinde bir discovery score altyapısı oluşturuyoruz. Meet sırasında şeye de dikkat ediyoruz aslında işte uzunluğa atıyorum yarım saatlik bir satış toplantısı ise ilk 10 dakikasında hani bir monolog gitmesinde karşı tarafın problemlerini dinlemek üzerine ve o problemleri not alıp meet sonrasında bir scorelama sistemine uyarladığımız bir
Barış Gürbüzler (06:41) Evet, ya...
Berkay Demirbas (07:08) yerdeyiz. Sence nasıl gidiyor yapabiliyor muyuz? Uygulayabiliyor muyuz böyle bir şeyi?
Barış Gürbüzler (07:11) Bence
o skorlama sistemi çok iyi oldu. Detayını incek olursak aslında yapış öyle bir skor kartımız var. Skor kartında işte bu kişi ne kadar teknikten tutun da bu ekip ne kadar tekniğe, ana problemleri yani pain pointleri nedir den tutun da, Hardalı'n ne yaptığını ne kadar anladılara kadar böyle bir
skorlama sistemimiz var. Böyle yaklaşık 10-12 tane soru ve alan var diyeyim. Soru da demeyeyim. Ve biz ilk toplantıda her başlığa dokunduğumuzdan emin oluyoruz. Yani kullandıkları toollar neler, hangi noktalarda takılıyorlar, içeride nasıl bir pazarlama yapısı var, ajansları kim, her şeyi böyle öğrendiğimizde aslında bir sheet var. Bu sheet ile birlikte şunu anlamaya çalışıyoruz aslında.
1- Hardal gerçekten bir problemi çözüyor mu? Çünkü amacımız böyle çözmediğimiz bir yere, push etmek de değil. 2- Hardal'ın çözdüğü hangi problem onlar için en kritiği? Bunları anladığımız zaman ve bunlarla birlikte gittiğimiz zaman çok daha verimli oluyor. Şimdi zaten biraz önce senin söylediğin konu mesela monolog konusunda da.
Artık teknolojinin veli nimetlerinden de yararlanıyoruz. işte note takerimiz var. Note taker her toplantı sonrası kim ne kadar konuştuğu yüzdesi veriyor. Ve amacımız mesela sürekli orada Hardal'ın konuştuğu yüzdeyi aşağı çekmek. Neden? Çünkü ne kadar az konuşursak karşı tarafı o kadar çok dinleriz. Böylelikle ihtiyaçlarını daha net anlarız ve daha doğru bir match yapabiliriz.
Bence baya iyi gidiyor bu arada. Ben memnun çıkıyorum toplantılardan çünkü bazen şey oluyor... Öyle bir problem söylüyorlar ki ben bile heyecanlanıyorum. Böyle
çözesim geliyor. Dürüm ki "Aaa bu atıyorum şu ana kadar bize hiç söylenmemiş bir problem" ve aslında biz bunu çözebiliyoruz. Yani biz kendimiz için bu çözümü yaptık ama kimsenin kullanacağını düşünmedik dediğimiz çözümler çıkıyor bazen. Benim böyle en peak böyle iyice böyle gaza geldiğim noktalar onlar oluyor. Senin için nasıl?
Berkay Demirbas (09:22) Bu arada en en
riskli kısımlar tam olarak o. Yani bir problem söylüyorlar bu problem belki bizim şeyimizde değil yani belki biz çözmüyoruz o problemi. Ya da çözüyoruz belki ama daha önce hiç çözmedik böyle gelen kişiler olduğu zaman hani şey seviyemizin artmasının sebebi bu. Diyoruzki bu sefer
Barış Gürbüzler (09:27) Evet.
Berkay Demirbas (09:49) Tamam abi hemen bunu yapalım. Aslında bambaşka bir ürün yapmayı planlıyoruz falan ya da oraya gidiyor konu. O biraz riskli oluyor. Bence... ...Score kartı oluştururken veya problemleri dinlediğimiz o discovery safhasında... ...kurumsal şirkete yönelik ve insanların mevcut çalıştığı... konum itibariyle olan dertlere... ...odaklandığımız noktada daha faydalı sonuç aldığımızı düşünüyorum ben açıkçası. Şöyle örnek vereyim. Bir marka...
Diyor ki mesela X problemi çözüyor musunuz? Biz bugüne kadar çözmedik ama çözülebilir. Mümkün. Ama eğer onu yaparsak, yess or no muhabbeti yani evet miyici diyeceğiz, hayır mı diyeceğiz. Hayır deyip başka yerlere gitmemiz gerekiyor. Ama kurumsal hayattaki dinamiklere baktığımız zaman
Siz bu problemi çözüyor musunuz, çözmüyor musunuzdan ziyade... ...siz bana ne vereceksiniz? Yani ben sizin sayenizde kurumsal çatıda kendimi ne kadar iyi gösterebileceğim. Çünkü 5 bin çalışan var. 10 bin çalışan var. Orası seninle çalıştıktan sonra kendini parlatamazsa...
Kurumsal şirketteki o satın alma sürecinin kapatılması çok da bir şey ifade etmiyor. Çünkü satın alma süreçleri uzun sürüyor ya işte yani... ...teklif alıyorlar, bilmem ne yapıyorlar falan. O yüzden ne çözdüğünden ziyade... ...karşı tarafı ne kadar parlatacağından böyle daha önemli geliyor bana.
Barış Gürbüzler (11:02) Evet.
Mmh.
Ya bence
oradaki temel şey zaten hani bizim scorecard yapısında da böyle çalışan nokta biraz şey. Şirket ne kadar kurumsalsa aslında biz o scorecard'ı o kadar duplike ediyoruz. Çünkü her toplantıda o scorecard'a yeni katılanlarla birlikte yeni şeyler ekleniyor. Şimdi giriyorsun toplantıya, önce dijital pazarlama müdürüyle konuşuyorsun, ondan bir bilgi alıyorsun. O adamın mesela diyor ki benim en büyük derdim diyor, şu an diyor.
Berkay Demirbas (11:29) Evet.
Barış Gürbüzler (11:44) Her sabah ben 3 saatimi bir rapora ayırıyorum diyor ve raporu ayırmasının sebebi de veriler çok dağınık nasıl toparlayacağımı bilmiyorum diyor. Bunu alıyorsun.
Berkay Demirbas (11:55) Ya da sabah 8'de
holding başkanına bir BigQuery'den rapor verebilmek. Neden veremiyor? İşte saat farkı var, bilmem ne var falan. Ama adamın tek derdi belki bu.
Barış Gürbüzler (12:00) Ha, aynen.
Aynen öyle.
Ondan sonra bir çıkıyorsun bir üst aşamaya
o üst aşamadaki pazarlama direktörü diyor ki bizim şu an karlılık oranlarımız reklamlarda çok düşük çünkü eskiden çok daha iyiydi şimdi çok düşük şimdi o seviyedeki bir adam mesela şeyi bilmiyor aslında belki o kadar düşük değil sen sadece doğru ölçemiyorsun bunu bilmiyor. Fakat bunu aldığında sen o adama farklı bir aslında pin point solving ile gidiyorsun sonra o iki tanesi kenarda dururken bir anda mesela siber güvenlik ekibi geliyor
O adamın çok farklı bir derdi. O adam diyor ki benim başıma iş açma şu an. Zaten ortalık yangın yeri. O adamın sen derdini anlıyorsun. Üçüncü bir başlık ekleniyor ve böyle aslında birbirinden çok kopuk.
İşte raporumu nasıl doğru yaparım? Kârlılığımı arttırmam lazım ki benim başarımı ortaya koyulsun. Arka tarafta bir şey kanıtlamak zorunda olmayan veteran bir developer var. O benim başıma iş açma diyor. Böyle işte.
Berkay Demirbas (13:09) Biri diyor ki akşam
5 olsa da servisime gitsem diyor işte sevgilimle görüşeceğim diyor ya da akşam ne yemek yapacağım diyor falan yani kaynanam geldi çocuğuma baktımı diyor. Yani o insan psikolojisi ve o andaki yapı itibariyle yani kendi derdi
Barış Gürbüzler (13:14) Aynen.
Ede
Berkay Demirbas (13:28) kurumsal çatı altındaki derdinden daha büyük hale geliyor ve o dolayısıyla senin çözdüğün problemler onun o anki derdine odaklanması lazım. Eğer ben burada terfi almaya odaklandığım bir şekilde çalışıyorsam kurumsal şirkette evet abi, Hardal ya da başka biri bana bu imkanı yaratması lazım. Yoksa abi ben oturup da dinlemem. İstersen uzay şeyi çöz, kuantum fiziğini çöz falan ama o andaki belki problem
Barış Gürbüzler (13:38) Aynen. Evet. Aynen yani...
Berkay Demirbas (13:58) Kendisiyle ilgili olması lazım bence.
Barış Gürbüzler (14:01) Evet onun şeyini bazen dediğim gibi hep böyle şey diyoruz ya işte fearing of fear of missing out gitti fearing of fear of missing up geldi yani adam orada şuna bakıyor evet mesela senin önerdiğin şirketin cirosunu arttırıyor olabilir
Berkay Demirbas (14:08) Mm-hmm.
Barış Gürbüzler (14:19) Ama 1- bu benim birinci önceliğim değil. Aynen benim cebime girmeyecek. 2 benim başka dertlerim var. 3- ben bunu çözmeye çalışırken ortalığı iyice mahvedersem bu bana patlar diyor. Ve orada çok büyük bir risk görüyor. Yani onu hiç dahil etmediğin senaryoda hiçbir problem yok çünkü zaten o işin, bu adamın derdi ne dediğimiz nokta bu oluyor. Yani nasıl reward ediliyor o kişi, o kişi ne yaparsa ödüllendiriliyor, ne yaparsa ödüllendirmiyor sistemini anlamak gerekiyor. O yüzden zaten işte mesela karlılık, ciro vesaire yukarılara çıktıkça bir maddeyken altlarda doğru ölçme, işte iş yükünün azalması, doğru raporlama, doğru bağlama gibi terimlere odaklanıyoruz. Bir de bu arada mesela hiç bahsetmedik. Bu metriklerin üzerine de ajans ekleniyor genelde. Çünkü o kurumsal yapıların genelde çok köklü ajansları da third party'leri oluyor. Onlar da çok farklı dertlerle geliyor ve bizim mesela partnerlere bu kadar odaklanma sebeplerimizden biri de o. O uzun akışı hızlandırıp yavaşlatabilen faktörler oluyor işte bu third party'ler. Çünkü onlar çok iyi biliyor o insanların ne derdi olduğunu. Ve oradaki o havuzu
Berkay Demirbas (15:12) Third Partiler
Barış Gürbüzler (15:39) iyi toplamak gerekiyor.
Berkay Demirbas (15:42) Bu arada mesela bir sonraki konu kesinlikle böyle bir şey olabilir yani partner kısmıyla alakalı bence bir şeyler yapılabilir o da çok ayrı bir konu ama kesinlikle katılıyorum yani orada insanların derdi gerçekten seviye yükseldikçe çok daha non- technical hale geliyor. Yani seviye ne kadar altsa diyor ki aman başıma iş açma aman elimdeki mevcut raporları bozma aman bilmem ne query'lerim var orada oraya dokunma bilmem ne bilmem ne yukarıdalar da orada çıktığı zaman
Barış Gürbüzler (15:52) ... Aynen.
Berkay Demirbas (16:12) Kardeşimi bak şu kadar para kazanacaksın yani bitti bu tek cümle yani tek bağıt vermen gerekiyor. Cironu % şu kadar arttıracaksın. Çünkü oradaki konumun itibariyle, pozisyonun itibariyle tek KPI'ın ya da OKR'ın ya da ne zıkkım kullanıyorlarsa onun tek hedefin ciro arttırmaksa öyle gideceksin. Ciro arttırmayı hedeflenmiş bir insana afilli dashboardlar gösterip işte bak şuradan ponek yapıyorsun işte BigQuery'ye bağlıyorsun
Barış Gürbüzler (16:15) Yani. Tabi. Öyle.
Berkay Demirbas (16:42) bilmem ne yapıyorsun falan demek biraz şey oluyor. Abes kaçıyor. Adam bakıyor ekrana ama yani ne anlatıyor bunlar diyor.
Barış Gürbüzler (16:50) Evet abi adam ROI hesaplıyor. Diyor ki ben Hardal'a ayda 500 dolar vereceğim. Bu ürünün bana minimum 2000 dolar kazandırması lazım ki ayda benim için bu yatırım mantıklı olsun gibi matematik koyuyor kafasına orada yani. Geri kalan hiçbir şeyin bir önemi yok.
Berkay Demirbas (17:05) Bu yüzden de hatta bir calculator falan hesap şeyi çıkartmaya çalışıyorduk ya. Mesela ne kadar harcıyor? Mesela çok güzel bir şey. Ama yayınlamıyorsun.
Barış Gürbüzler (17:13) Evet evet. O bu arada hazır. Biz onu durak şu an direkt şey yapabiliyormu- Evet. O da bizim şeyimiz. Hazır duruyor. Onu biz şeylere söylüyoruz. Satış süreçlerinde gösteriyoruz zaten. Dünya buna hazır değil. Aynen.
Berkay Demirbas (17:23) Dünya buna... Bence dünya buna hazır değil. Ama hakikaten yani çünkü bak yani product market fit'i zaten iki yıldan önce oturtturduk. İnsanlara ilk çıktığı zaman server side diyordum. Bakıyorlardı yani. Bak bu arada şimdi adamlar adamlar diyorduk ki şimdi şey olmasın insanlara çevirdim. Böyle hani... trigger falan olmasın diye dikkat etmek lazım bence o kelimeleri de. Yani anlı. Çünkü yani şeyi de fark etme.
Barış Gürbüzler (17:36) ...ve bir zaman. Aynen. kapsayıcı, kapsayıcı olmak lazım. O şeyi de bu arada calculator'u da çıkartmamızın sebebi şu son olarak o bizim over engineering'imizden yani yapıyoruz mantıklı bir aralık çıkıyor ama böyle daha da kompleks hale getirelim diye diye calculator'u bozduk en son duruyor kenarda
Berkay Demirbas (18:04) Bir ürün... Bir ürün çıktı yani o başlı başına bir ürün olabilir yani. Onu gerçekten ücretli olarak satabileceğim bir SaaS koy produktanta satılır falan. Ama çıkış noktamız hakikaten şeydi... Satış yaptığımız karşı tarafın ihtiyaçlarına göre... ...bir kalkülatör yapmak. İhtiyacı ROI arttırmaksa... ...Hardal orada ne kadar bir fayda sağlıyor? İhtiyacı web sitesinin hızını arttırmaksa... ...Hardal orada nasıl bir fayda sağlıyor? Veya ihtiyacı veri güvenliği ise...
Barış Gürbüzler (18:10) Evet. Evet. Berkay Demirbas (18:34) nasıl bir fayda sağlıyor gibi böyle manuel yaptığımız audit sürecinin karşı tarafa böyle otomatize edebileceğimiz bir şey planlamaktı. Ama üzerine düşmek gerekiyor belki veya insanları daha çok böyle karşı tarapa dinledikçe çünkü her toplantıdan çıktığımızda oraya yeni bir şey eklemek istiyoruz. Bu da mesela şeyi yayınlanmasını engelliyor bence projenin bitmesini engelliyor. Ama yavaş yavaş bizde öğreniyoruz. Barış Gürbüzler (18:47) Evet. Aynen. Aynen öyle işte, biraz overengineer ediyoruz dediğim nokta o zaten. Çünkü eklenecek çok şey var. Sen data'dan ROI'ye giden bir yolculuk çıkartıyorsun ve bu böyle linear bir çizgi değil. Ama bence güzel olacak yani böyle free tool'lar bizim için de eğlenceli ve keyifli de oluyor. Umarım herkes için de hem Hardal'ın nasıl kurumsal hayatta satıldığına biraz
Berkay Demirbas (19:05) Mmh. Mm-hmm. Kesinlikle.
Barış Gürbüzler (19:30) bir pencere açmışızdır hem de belki bir iki fikir vermişizdir. Ama bu konuda bu arada başka bir önerisi vs. olan olursa da seve seve dinlemek isteriz. Yorum, Subscribe.
Berkay Demirbas (19:40) Ne yapsın yorumlara yazsın mı? Yorumlara yazsın. Biz onları hiç yapmıyoruz bu arada. Varsa izleyenlere buradan seslenin. Bizi abone olmanıza gerek yok bize. Yorum da yazmasınlar.
Barış Gürbüzler (19:53) Aynen. Bizde sadece… Ya ben şey isterim abi mesela birisinin bir fikri geldi yani böyle bir şey dinledi bizi ve dedi ki ya ben de bu arada şöyle bir şey denedim çok iyi işe yarıyor. Ki öyle tips and tricks de yapabiliriz biliyorsun böyle bazı e-mail'lerimiz falan var benim çok hoşlandığım. Trip atma e-mail'i falan. Onları belki bir şey yapabiliriz böyle insight'leri paylaşmak iyi oluyor çünkü günün sonunda aynı işi yapan bir avuç insanız yani bizden… aynı yoldan geçen geçmiş geçecek birçok insan var. Paylaşımlar güzel oluyor bence diyeyim yoksa tabi yok kimseden öyle bir beklentimiz yok.
Berkay Demirbas (20:32) Kesinlikle. O zaman teşekkür ediyorum vaktin için. birazdan bir toplantıya geçeceğiz. Kıslıklı zaman aralığında maalesef podcast veya çekimler böyle oluyor. O zaman haftaya başka bir konuyla görüşmek üzere. Bye bye.
Barış Gürbüzler (20:38) Ben teşekkür ederim.
Diğer Bölümler
Selim Tekay: E-Ticaretin Geleceği ve Pazarlama Stratejileri
Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
Fırat Berber: Türkiye'de SaaS Satış ve Büyüme Süreçleri
Bu bölümde Fırat Berber, satış kariyerine nasıl başladığını, satışın sanat ve bilim yönlerini, başarılı satış hikayelerini ve satışta danışmanlık rolünü ele alıyor. Ayrıca, ikna süreci ve satış psikolojisi üzerine de derinlemesine bir tartışma yapılıyor.
Cemil Toksöz: Yapay Zeka Dijital Pazarlamayı Köreltiyor Mu?
Bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz oldu. Dijital pazarlama ve martech alanındaki 15 yıllık deneyimini ve kariyer yolculuğunu paylaştı. Ayrıca, dijital pazarlama dönüşümünü, AI etkisini, eğitim ve adaptasyon süreçlerini ele alıyor.
Uzaktan Mı, Ofisten Mi?
Uzaktan mı çalışmalı, ofise mi gitmeli? Uzaktan çalışma ve ofis kültürü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Kimlerden İlham Alıyoruz?
Bu bölümde bize ilham verenleri konuştuk. Efsanevi müzik prodüktörü Rick Rubin\'den, yaratıcı yaklaşımlarıyla sayısız sanatçıyı etkileyen, Basecamp\'in arkasındaki yenilikçi zihinler DHH ve Jason Fried\'a kadar, geleneksel çalışma normlarına meydan okuyan isimleri keşfediyoruz. Ayrıca, basketbol sahasının ötesinde liderlik ve mizahıyla bilinen Shaquille O\'Neal\'dan da bahsettik.
Neden Handbook Yazdık?
Startup dünyasında handbook yazmanın neden sadece "güzel bir fikir" değil, aynı zamanda bir zorunluluk olduğuna değindik. Handbook\'un şirket kültürü üzerindeki etkisinden, sürdürülebilir bir iş yapma biçimi yaratmadaki rolüne kadar her şeyi konuştuk.
Neden Amerika'da Şirket Kurduk?
Amerika'da Şirket Kurmak için neler yapılır? Bu bölümde Hardal'ın yatırım sürecinden Amerika'da neden şirket kurduğumuza, girişimcilik algısından exit'e kadar her şeyi konuştuk.
Türkiye'de Bootstrap, Girişim Ekosisteminin Zorlukları
Yatırım alma sürecinden sözleşme karmaşalarına, ıslak imza çilesinden regülasyonlara kadar tüm detaylara girdik. Hibrit çözümlerden bahsettik, değişmesi gereken sistemleri masaya yatırdık.
Marketing Ajansları, Partnerlik Sistemimiz ve İşbirlikler
Bu hafta martech şirketlerinin ajans partnerliklerine nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk.
Neden Open Startup Modeline Geçtik
Bu bölümde, neden Open Startup modeline geçtiğimizi ve bunun işimize nasıl katkı sağladığını konuşuyoruz.