Bölüm 6: Neden Handbook Yazdık?
About this episode
Bu bölümde startup dünyasında handbook yazmanın neden sadece "güzel bir fikir" değil, aynı zamanda bir zorunluluk olduğuna değindik. Handbook\'un şirket kültürü üzerindeki etkisinden, sürdürülebilir bir iş yapma biçimi yaratmadaki rolüne kadar her şeyi konuştuk. Dokümantasyon kültürü nasıl yerleşir, başka şirketler için handbook yazmak neden önemli, yazmak yetiyor mu uygulamak da gerekiyor mu… Tüm bu soruları kendi deneyimlerimizden yola çıkarak cevapladık. Kendi handbook\'unuzu oluşturmak için işinize yarayacak birçok öneri ve yapısal ipucunu da bu bölümde bulabilirsiniz.
📌 Konuştuğumuz konular / Chapters: - 00:00 - Canlı Yayına Girememe - 01:26 - Handbook Nedir ve Neden Yazdık? - 05:21 - Handbook\'un Faydaları ve Sürekliliği - 07:52 - Diğer Şirketler İçin Handbook Yazmanın Önemi - 10:06 - Dokümantasyon Kültürü ve Handbook\'un Rolü - 12:43 - Kültür Yaratma ve Handbook\'un Uygulanabilirliği - 14:21 - Sürdürülebilir IT ve Handbook\'un Önemi - 19:04 - Handbook İçeriği ve Yapısı - 22:00 - İşe Alım Süreci ve Kültür Uyumu - 24:45 - Podcast ve İletişim Stratejileri Berkay Demirbas (00:00) Bak şu an gelmedi. Geldiyse de yapacak bir şey yok. Selamlar herkese. Kaydımızı başladı. Az evvel yeni tool şeyi olarak canlı yayına geçtik.
Barış Gürbüzler (00:06) Yok yok selam. İkinci oluyor bu.
Berkay Demirbas (00:18) Yani sanki böyle... Sanki böyle şey TGRT Haber\'de yayına çıkıyormuş gibi bir anda canlı yayın yazınca. Neyse şu anda kapattık o özellikleri biz şu anda offline record alıyoruz. Naber Barış nasılsın?
Barış Gürbüzler (00:32) İyiyim vallahi ya, keyifler yerinde. Güzel bir Mayıs sonrası.
Bir şey söyleyeceğim bir dursana.
Berkay Demirbas (00:42) N\'oldu lan?
Biri mi arıyor? Açıp konuşsaydın. Te Allah\'ım.
Değil, şimdi kayıttayız. Tamam. Kapı, kapı mı çaldı bu sefer? Oğlum çok komik ya. Şey, yine böyle birileriyle konuşsak ya yayında. Yani kayıttayken falan.
Barış Gürbüzler (01:02) Ses geldi mi? Yok asansör.
Çok potansiyeli yüksek Evet abi, ne konuşuyoruz bugün uzun bir aradan sonra?
Berkay Demirbas (01:19) Bilmiyorum, bir telefon görüşmen varsa onu bekleyebiliriz.
Barış Gürbüzler (01:23) Yok yaptım ben hepsini. Bitti.
Berkay Demirbas (01:26) Bugün ne konuşacaktık şey Handbook diye bir şey yazdık biz bu Handbook\'u bütün aslında startuplar yapıyor. Kısaca ne olduğunu bir değinelim ve daha sonra Hardal olarak niye böyle bir şey yaptık niye Handbook yazdık. Bunu konuşalım istedim.
Barış Gürbüzler (01:46) Aynen. Bunu tüm startuplar yapmıyor ya. Şimdi yapan var, yapmayan var. Evet. Biraz...
Berkay Demirbas (01:49) Yani yurtdışındaki yurtdışındaki start-uplar, Türkiye\'dekiler çalışmıyor bile. Türkiye\'dekiler bekliyor kaç, şu an ne zaman izin yapsak diye bekliyorlar.
Barış Gürbüzler (01:59) Startuplar öyle yapmıyordur da. Evet birazcık popülerleşti son dönemde. Bizde esinlendiğimiz bazı firmalar oldu. Öncelikle Handbook nedir? Bir nevi aslında el kitabı yani senin neden bir işi yaptığını, nasıl yaptığını anlatan bir kitapçık. Bunu bazı firmalar içeride tutuyor bu arada. Böyle internal handbook oluyor. İşte yeni gelen birine al bak bunu oku diyorlar. Biz onu açtık herkese. Handbook\'un da seviyeleri var işte. Çok temel. İşte atıyorum X firması nedir, görevi nedir, mission, vision nedir, SWOT\'u belki bazen oluyor falan. Bir de daha deep hani böyle open olanlar var. Mesela bizimki de biraz öyle.
İşte daha biz nasıl satış yapıyoruzdan, tut da ve çok daha internal bilgilerin işin içinde olduğu yapılar olabiliyor. Biz de açıkçası biraz kendimiz için yazdık. Çünkü unuttuğumuz çok şey oluyor ya da ekibi aktarmayı atladığımız.
Bizim takip edebileceğimiz, ya biz bunu nasıl yapıyorduk dediğimizi dönüp bakabileceğimiz bir döküman yapmak istedik. İşin çıkış noktalarından bir tanesi. Buydu benim hatırladığım kadarıyla. Bilmiyorum başka bir sebep var mıydı ama...
Berkay Demirbas (03:16) Yoktu ama çok iyi oldu bence. Tam olarak ihtiyacımız var çünkü sürekli yani nerede tıkandıysak şey diyorduk. Abi önce handbook yazalım, handbook bitirelim, handbook olması lazım, handbook olması lazım falan. İlla isminin bu arada işte handbook olmasına da gerek yok. Burada ana amaç şu. Nasıl bir ürünün kullanma kılavuzu varsa onun şirket halini aslında yaptığımız bir şey. Yani şirketi nasıl kullanabilirsin, şirketten nasıl nemalanabilirsin. İşte...
Barış Gürbüzler (03:29) Aynen. Aynen.
Berkay Demirbas (03:46) İznin kaç gün işte hani harcamaları nereye girmen gerekiyor ya da Slack\'ten hangi kanaldan yazışman gerekiyor nasıl bir prefiks kullanman gerekiyor kadar böyle her şeyi yazdığımız bir şey oldu benim için çok faydalıydı açıkçası yani hem yazarken hem de bir şey olduğu zaman bak burada kuralımız neymiş diye de göstermek çok hoş oluyor
Barış Gürbüzler (04:12) Bence şey orada çok değerli. 1- sürdürebilmek. Yani mesela biz bu versiyon 2 ya da 3\'teyiz şu an. Mesela hala eksik parçalar var eklememiz lazım. Engineering parçasını daha eklemedik. Product development parçası daha ekli değil gibi. Ama gerçekten şey içerisinde bize çok büyük fayda sağladı bence. Özellikle senle birlikte agree etmemiz gereken noktaları olduğunu fark ettik. Yani örnek veriyorum bizim içerideki
en büyük diskussionlardan birisi. Toplantıya ne zaman dahil edilirdi? Ve burada hani senin farklı bir fikrin var, benim farklı bir fikrim vardı. Bir konuda anlaşıp yazmamız gerektiği için bir karara vardırdık mesela. Böyle çok fazla başlık çıktı. Yani yazarken de böyle birbirimizin aslında farklı düşündüğünü fark etmediğimiz noktalar bile ortaya çıktı. Onları böyle yazıp netleştirmek benim üzerimden de yük kaldırdı yani. Şu an mesela birbirimize şey diyebiliriz. Abi
bak böyle yapıyoruz diye konuşmuştuk. Yine dokümana refere edebiliyor olmak iki kişi arasında bile çok büyük bir rahatlık.
Berkay Demirbas (05:21) Kesinlikle bir de hani sanki böyle şirket işte bin kişilik bir çalışanı varmış gibi biz değerlendirdik yani bütün başlıkları ki her şeyde yazıyor yani çıkarıp şak diye bak bu konu hakkında bunu söylemişiz diyebileceğimiz bir kaynak haline geldi. Ben çok mutluyum açıkçası böyle bir şey yaptığımız için ve versiyon versiyon da zaten gidiyor bu update lenebilecek bir şey. Peki ben sana şöyle bir soru sorayım yani bunu diğer mesela şirketlerin
yapmasını düşünür müsün? Örnek veriyorum bizim mesela birçok böyle kurumsal şirket çalışanlarımız var ya da startup tanıdıklarımız da var, partnerlerimiz var, ajanslar var. Sence hani şirketler böyle bir topun altına girmeli mi? Handbook yazmak gibi.
Barış Gürbüzler (06:07) Bence girmeli.
Bence girmeli ama bence şöyle bir nokta var. Bunu handbook yazarken de konuşmuştuk. Senin açıkladığın her şey ya da kağıda döktüğün her şeyden sorumlu tutuluyorsun. Ve bazı firmalar...
ki bizim de mesela yazarken başta böyle bunu da yazalım mı falan dediğimiz noktaları oldu çünkü sen oraya yazdığın anda diyorsun ki bu işi ben böyle yaparım ekibine de böyle söylüyorsun dışarıya da böyle söylüyorsun ve senin için bir sorumluluk haline geliyor. Bu taşın altına elini koymak bence bir risk gözüyle bakılabilir. Çünkü yazılı değilse değiştirebilirsin yaklaşımını. Fakat yazılı olduğunda öyle olmuyor kolay. Bir buna okey olmak gerekiyor. Fakat
bunu aştığın zaman bence çok faydalı bir şey. Çünkü gerçekten bazen o unification\'ı çok daha rahat sağlıyorsun. Çünkü ekiplerin arasındaki iletişim bile belki kolaylaştırıyorsun. Satış ekibinde olmayan birisi bizim satış ekibini nasıl satış yapıyor diye dönüp bakabileceği bir döküman olsa çok daha planlı, çok daha programlı gider. Bu şeye bile etki ediyor gerçekten. Mesela bir toplantı davetinin ismi nasıl olmalı da bile
herkes farklı telden çalabiliyor. Bir yerde bir guide yazıp, biz toplantı ismini böyle atarız diyebilmek bence herkesi çok ileri taşır. O yüzden büyük küçük fark etmez sizinki yani globalde kurumsal firmalarda da büyük kurumsal firmalarda da handbook var. Bence herkesin vakit ayırması gerekir gibi geliyor. Sen ne diyorsun?
Berkay Demirbas (07:52) Bu şey gibi bu arada yani misyon falan yapılırdı ya eskiden hatta PDF\'lerin falan da olmadığı dönemlerde dergiye falan basarlardı işte. Hep böyle dalgasını geçtiğimiz işte tokalaşan... tokalaşan takım elbiseli adamlar, işte duvarda bir kısmı, işte çerçeve falan. Yani biz aslında onu bir daha modern bir versiyonlu yapıyoruz ama daha detaylı, daha teknik. Ya teknik demeyeyim de bir kişi o şirkete girdiği zaman ne alabileceği ve nasıl alabileceğinin cevapları gerçekten orada yazıyor. Bu biraz böyle açıkçası kurumsal şirketlerde çok eksik olan bir şey. Ama hani beni biraz daha sordum yani işte bizim ekosistem içinde olduğumuz insanlar böyle bir şeyin altına girer mi? Bana soracak olursan da girmez. Neden girmez? İnsanların çünkü gerçekten öncelikleri var. Öncelikleri gerçekten para kazanmak. Ya startupların birçoğu yüzde doksanı hedefi para kazanmak. Nasıl daha kolay yatırım bulabilirim? Nasıl daha hızlı scale edebilirim?
Hep bunları düşünen bir personaya büründükleri için daha sürdürülebilir ya da daha... efektif bir katma değer nasıl uygulayabilir, nasıl üretebilirim? Bu şey de olabilir. Yani yeni bir yazılım dili üretmek de olabilir. Yeni bir projeye başlamak da olabilir. Çünkü işe abi ki... Hadi yazalım, kim yazacak? Biz iki kişi olduğumuz için oturduk bir bayram haftası. İşlerimizin boş olduğu zaman yazdık ama kurumsal şirkette ise bunu...
Barış Gürbüzler (09:14) Hıhıhıhıhı
Berkay Demirbas (09:18) ya da büyük montajınlı startuplarda bunu organize edecek insanlar çıkartmak lazım. İşte yazar olacak, o olacak, bu olacak falan. Herkes birbirine soracak, bunu nasıl yapıyorduk, bunu ne yapıyorduk gibi. Ya o yüzden ben açıkçası o günümüz ekosistemin yani bizim etrafımızda bulunan şirketlerin o günümüz LinkedIn tayfalarının özellikle, abi işte scale ettik, yok işte bilmem kaç milyon yatırım aldık, yok onu yaptık diyen insanların oturup bir handbook yazacağını...
Barış Gürbüzler (09:30) Evet.
Berkay Demirbas (09:47) Asla abi, asla düşünmüyorum. Deyim.
Barış Gürbüzler (09:50) Evet, bence o birazcık şeyde giriyor. Hani handbook yazmanın ötesinde, arşivleme kültürüne de giriyor bence. Mesela bizde şu an çok üzerine çalıştığımız ve oturtmak istediğimiz başlıklardan biri o.
Dokümante etme, yaptığın işi yazıya dökme, bir guide oluşturma. Yani biz bunu sadece handbook için de yapmıyoruz. Neden bunu bu günler yapmaya çalışıyoruz? Çünkü ikimiz de gittiğimiz çalıştığımız firmalarda bunu gördük. Bir knowledge transfer yok. Birileri belli bir kısmı e-maillerde, belli bir kısmı drive\'de, belli bir kısmı Slack kullanıyorlarsa Slack\'te. Böyle olduğu için de üzerine koyulmuyor.
E üzerine koyulmadığı için sen handbook\'u da yazmak istediğin zaman yazamıyorsun. Ama mesela globalde baktığında bazı firmalarda ki 100 kişilik ekiplerden, 200 kişilik ekiplerden bahsediyoruz. Bir giriyorsun handbook\'larına ya da guide\'larına 35 farklı insanın şeyi var, katkısı var.
Neden? Çünkü yine dokümantasyonu ve arşivlemeyi bir kültür haline getirdikleri için bunu yapabildiklerini görüyorsun. Arkada bunun için nasıl bir mekanizma kurdular tartışılır bilmiyorum çünkü. Ama onu oturtursan bence zaten diğeri geliyor. Sen böyle bir kültürün yokken, hiçbir şeyi yazıya dökmeye alışkanlık edinmemişken çıkıp hadi ben handbook yapmak istiyorum arkadaşlar hep birlikte yapalım demeye çalışırsan yapamazsın zaten. Çünkü öyle bir kimsede kas yok yani.
Berkay Demirbas (11:22) Temel o zaten yani işi dokümante etmek yani mesela bir projeden önce ya da bir product\'tan evvel en önemli şey işin dokümantasyonudur yani. Yani yazılım tarafında da var yani işte code of conduct yani o şeye nasıl vereceksin ne yapacaksın ne yapmayacaksın falan ya da işte bir design brand setlerinde falan da olur işte logoyu öyle koymayacaksın bunu böyle yapmayacaksın falan. Çünkü biraz daha böyle bizim hep de üzerine durduğumuz özellikle yeni kuşakla birlikte de böyle iletişim zorluğu çektiğimiz kısıtlarda, kısımlarda işte... Ne diyoruz işte, hiçbir şey varsayma. Hiçbir şeyi assume etme. Demek ki konuşulan bir şeyler var ve bunu... bir kural setlerine dönüştürülmesi planlanmış bir dokümantasyon var. O yüzden de bence Handbook\'ta dediğim gibi, o... bahsettiğimiz ve dışarıdan bizi gören insanlar da... işte... tuzları kuru ve hani bütün... şeyleri işte satışları falan bırakmışlar veya yatırım kovalamayı bırakmışlar da işte handbook ile uğraşsınlar ya da işte podcast ile uğraşsınlar falan diyen tayfaya gelsin sözüm size.
Barış Gürbüzler (12:28) Abi bu arada şey çok zor. Yani dürüstlemek için biz birbirimize zorlanıyoruz yani. O kadar işin arasında oturup handbook yazmak yani changelog update\'i, dokümantasyon yapmak çok vakit alıyor yani.
Berkay Demirbas (12:35) Abi evet.
Üç üç satış yapardık yani handbook yazacağımıza üç satış yapardık bunlardan bir tanesi investment olurdu yani ama katma katma değer üretmek ben yirmi yıl ileri gidip geri dönüp barışla biz yatırım aldık demek istemiyorum Barışla biz handbook yaptık demek istiyorum Barışla biz var olmayan bir şey yaptık demek istiyorum abi
Barış Gürbüzler (12:46) Evet. Aynen aynen.
Ya bir de bence şöyle bir şey var. Benim için bunların hepsinden hizmet ettiği temel bir nokta var. O da bir kültür yaratabilme noktası. Ve bence bu...
Herhangi bir şirketin en büyük challenge\'larından birisi. İçeride nasıl bir kültür yaratıyorsun çünkü inorganik başlayıp organik dönecek bir şey bu. Ve biraz bence onun da testlerini yapıyoruz. Nasıl yaratılıyor, ne oluyor, ne yapınca oluyor, ne yapınca olmuyor vesaire. Bu testlerin içerisinde handbook önemli mesela. Az önce söylediğim no assumptions konusu. Çok kırmak istediğimiz bir şey. Ama bu böyle insanların hani... doğuştan içinde olan bir şey özellikle Türk kültüründe de çok işte alt mesajlı işte hani
Kızım sana söyledim gelinim sen anla gibi atasözlerin olduğu bir dünyada, assumption için çok yoğun bir şekilde var. Herkes bir tahminde bulunarak hayatını idame ettiriyor. Bunu kırmaya çalışıyoruz mesela. O yüzden de sadece ben handbook yazdım bıraktım değil, gerçekten bu handbook nasıl hayata uydurduk? Gerçekten uygulayabiliyor muyuz? Ekipteki insanlar bunu benimsedi mi? Bir soruyu bilemedikleri zaman dönüp dolaşıp handbooka bakıyorlar mı? Gibi gibi. Aslında yanında bir sürü
soru getiriyor ve dediğim gibi en başına söyleyeyim gidiyor konu. Yani sen handbook\'u yazdın eyvallah Barış ve Berkay oturdu bir bayramda yazdı ama asıl soru 2 sene sonra o handbook hala updated bir şekilde mi var yoksa handbook projesi fail etmiş oluyor benim gözümde mesela. Biraz onu da deniyoruz yani handbook yazdık bıraktık değil abi biz burada canlı sürdürülebilir bir döküman haline getirdik versiyon 250\'deyiz diyebilelim istiyorum ben.
Berkay Demirbas (14:53) Ve okunması lazım ya en kritik şey o hani okey yazdın da birileri tarafından okunuyor olması lazım ve bundan emin olman lazım. O hani dini bir şey gibi örnek vermen o yüzden mesela iyiydi. Bible gibi yani Bible\'ın işte hani şey gibi cüz cüz iniyor yani Kur\'an\'daki gibi ve part part gerçekten onu yazıp ve birilerinin anladığından emin olmak ve gerekirse o anlatılan tekrar tercümesini daha yapmak.
Barış Gürbüzler (14:58) Hıhı. Aynen.
Aynen.
Hıhıhıhıhı
Berkay Demirbas (15:21) hadisler gibi. Dolayısıyla o mevcut yazan bir şeyin tercümesi hem çünkü gerçekten hiçbir şey anlaşılamayabiliyor. Ve o kültürü, o kurum kültürünü oluştururken bir şeylerin temel taşı olması çok kıymetli bir şey. Yani biz şakalarımızı Slack\'te şu kanaldan yapıyoruz diye bir şey yapmak ile... biz üçüncü çeyrekte 4 milyar dolarlık şu satışı kapatacağız ve şöyle kapatacağız demek arasında hiçbir fark yok. Birine oturtuktan sonra o zaman o satış da senin kültürün haline geliyor ve biz nasıl diyoruz işte şu şurada yatırımı almayacağız şurada yatırımı alacağız gibi. Bunların hepsi böyle organik olarak o şirket kültürü haline geliyor ve ben en çok yani bunun yazılması ve benimsenmesini istediğim alanlar kesinlikle bu yeni startuplar olmasını bekliyor beklerim yani. O yüzden ilk böyle bir atar yapmak istedim orada çünkü çoğu arkadaşlarımızın ekranlarımıza bakıyoruz yani aynı ekosistemde. Herkes dert yanıyor. Yok yatırım aldık bilmem ne oldu. Yok %3 yatırım aldık da X oldu falan gibi. Yani sürekli bir dert yanmak ve bir şeyden ibaret değil. Gerçekten fayda üretmek, bunu sürdürmek çok daha kıymetli geliyor bana. Ben biraz da o zaman... Pardon.
Barış Gürbüzler (16:43) Evet. Bu arada... Zor da bir şey bu arada. Biri aradı hemen ona. Yok kapıyı kapattım, ses geliyordu. Acilim. Ben de bu arada birisi beni aradığında hemen açmaya alışkanlığı vardı. Onu da yenmeye çalışıyorum.
Berkay Demirbas (16:47) Sen bir ara gittin bir geldin telefonla mı konuştun?
Şey diyormuşsun, şu anda podcastteyim, seni sonra arayacağım diye.
Abi ben yeri gelmişken onu da söylemek isterim. Bütün iletişim kurduğum insanlarla şu an görüşemiyorum. En son belediyeden Bahçıvan\'la görüştüm. Daha da başka kimseyi arayamıyorum. Annemi, babamı dahil olmak üzere. Lütfen kusura bakmayın. Kimseyle görüşemiyoruz.
Barış Gürbüzler (17:23) Evet, Güzel.
Konuya dönecek olursak, arada... Bu arada harbiden tekrar altını çizmek istiyorum. Biri gerçekten bu değer yaratma kısmı, bence zorlu kısmı. Ve şu an o startup ekosisteminin de içinde getirdiği şeyler, söylediğin şeyler... İnsanın canı çekiyor mesela. O investment haberlerini gördükçe böyle şey oluyorsun. Bizde mi hani tekrar o hani o round\'ı yapalım o zaman ya falan oluyoruz sürekli anladın mı mesela?
Berkay Demirbas (18:00) Doritos reklamı vardı ya eskiden Cem Yılmaz\'lı para sayma makinesi. Ne lazım işte. Para sayma makinesi aldım arkada böyle para sayma sesleri.
Barış Gürbüzler (18:04) Aynen. Onu istiyor abi insan bazen işte. Ya da işte mesela hiring bile öyle. Bir bakıyorsun işte benzer zamanda başladığım bir ekip 65 kişi olmuş böyle şey yapıyorsun. Biz de 65 kişi mi olsak acaba falan yapıyorsun mesela. Abi bence FOMO.
Berkay Demirbas (18:25) Ama kıskanma mı bu sence? Kıskanma değil.
Barış Gürbüzler (18:32) Bana FOMO gibi geliyor. yani Böyle bir şeyler oluyor. Biz kaçırıyor muyuz ya hani böyle. Ya bu arada herkes yatırım topluyor. Bizde mi toplasak hani bir şey var herhalde insanların bildiği falan gibi oluyorsun ama tamamen o şey işte sosyal algı. Neyse konu yine şeye dönüyor. Her podcast\'ın bir noktasında buna geliyoruz ya konu olarak. Neyse yani handbook yazmak iyidir.
Berkay Demirbas (18:34) Evet. Dedikoduya mı? Ben uzun an şeyi sorayım. Peki bir handbook da ne olması lazım? Biz ne yazdık? Neleri cover ettik?
Barış Gürbüzler (19:04) Evet güzel soru. Ya biz şey diye böldük. Bir işin hiç açmadan bakalım ne kadar hatırlayacağım. Bir Hardal yani hardal\'da çalışmak diye bir kısım bizde var. Hardal\'da çalışma nasıl olur? Hem teknik detaylar hem de sosyal detaylar. İşte sen nasıl expense girersin, tut da bunun sistemi var mı? İşte share option\'ımız var mı? Gibi başlıkların yer aldığı bir alan var. İki Hardal\'ın hani What is Hardal? gibi başlığımız var. İşte gerçekten hani biraz misyon, vizyon gitmek istediğimiz nokta bizim ikimizin yazdığı kısa bir yazının da hani Hardal neden kuruldu diye anlattığımız.
Onun dışında sales ve marketing için ayrı bir kısım ayırdık mesela. Ben orayı da çok seviyorum. Onun içerisinde bizim satış döngümüz nasıldır, nasıl toplantı yaparız, Hardal\'ı nasıl satarız, Hardal\'ı nasıl pazarlarız, satma kültürümüz nedir, nasıl bir satış yapımız vardırdan tut da bir toplantıyı nasıl conduct ederiz ne kadar her şeyin yer aldığı bir kısım daha var.
Bir de işin product kısmı, ürünü nasıl geliştiriyorsun, arkadaki engineering nasıl? Bir de işin design boyutu var yani. Bizim, sen brand guideline\'ı tut da. Ben Hardal\'ı sosyal medyamda paylaşmak istiyorum, nasıl paylaşabilirim dediğinde yine aslında cevabı oralarda oluyor. Herhalde bu ana kısımlar. Atladığım var mı bilmiyorum.
Berkay Demirbas (20:31) Ana kısım bu gerçekten işte o Core of Hardal. Şimdi paralelde bakıyordum. Copy-kopyaya çekeyim dedim de. İşte design var ve growth var. Gerçekten ana bacakları gösteriyor. Bir de engineering var. Engineering\'i henüz tamamlayamadık. Ama en genel hatları itibariyle de şey yani o hakikaten şeyi bile yazıyor mesela. Toplantı yapacağız. Toplantıyı iki şirket arasında hangi karakteri kullanalım?
Barış Gürbüzler (20:34) Heh Core of Hardal, aynen. Zor. Aynen
Berkay Demirbas (20:58) Double bracket mi kullanalım ya da işte tire mi kullanalım, ad çizgimi kullanalım. Ama bu işin nedenselliği var yani atıyorum işte o şeyleri bracketları kullandığın zaman bozuluyor Google Calender\'da. Başka kelimelere dönüyor falan, enkode edemiyor. Şimdi bunu düşündüğümüz için ve bunu bir kural seti haline getirdiğimiz için bunu aslında kültüre yedirmeye çalışıyoruz. Ve bütün aslında yaptığımız şey bu ve gerçekten bir kural listesi gibi bir şey haline geldi.
Barış Gürbüzler (21:27) Evet. Bir de mesela şey çok hoşuma gidiyor benim. En kritik noktalardan birisi aslında o, Core of Hardal\'ın içerisinde bir characteristics kısmı var. İşte Pearl dediğimiz, nasıl bir bakış açımızın olduğuna dair. Hani işin, resilient olmasından passionate olmaya, hani always learning vesaire vesaire gibi key wordler. Bunlar çok böyle havada gibi duruyor ama bence şey açısından çok faydalı oldu mesela. İşte \"İyi bir çalışanda ne ararsın?\" dendiğinde çok fazla madde varır. İşte 100 tane şey söyleyebilirsin.
Berkay Demirbas (21:37) Hıhı. Hıhı.
Barış Gürbüzler (22:00) Ama bir nevi bizim için en kritik olanlarını indirgemiş olduk. Bu da mesela şu an bir işe alım sürecindeyiz. İşe alacağımız insanlarda nelere bakmamız lazım onu gösteriyor. Çünkü işin teknik kısmı öğretilir. Zaten içinde olduğumuz alan çok teknik. Bunları öğrenebilirsin ama öğrenilemeyek şeyler var bazı soft skiller gibi ya da daha zor öğrenilecek kültür gibi. Mesela bunları...
Bunları görebilmek bizim için iyi oluyor. Yani evet abi bizim için gerçekten birinin passionate olması önemli diyebilmek mesela iyi oluyor. O açıkçası olmazsa olmaz gibi geliyor bana. O core kısmı nedir? Çünkü önce kendine soruyorsunuz zaten. Yani bizim core\'umuz nedir diye. Bence bizim en kritik handbook\'taki alanlardan biri. O yüzden benim için o.
Berkay Demirbas (22:58) Çok iyi. Vallahi ben tam aslında öyle bir şey soracaktım. Yani şimdi yeni bir iş alım yapacağız ve işe alırken neye bakıyoruz falan. Bizim belli başka bir kriterlerimiz var aslında. Insight\'da tuttuğumuz. Ama onun dışında genel olarak yani işte o startup kültürü veya bizim kültürümüze ayak uyduracak mı? Ya da işte... ya biz aslında bunu da belki bir sonraki podcastte konuşuruz. Bu arada...
Barış Gürbüzler (23:17) Hıhı.
Berkay Demirbas (23:24) Her podcastin sonunda bunu kesin bir sonraki podcastte konuşuruz deyip onların hiçbir tanesini konuşmuyor olmamız çok... Ve her podcast konusunda da başlamadan 5 dakika önce belirliyor oluşumuz da garip. Bunu hani belirlerken bunu belirliyoruz ya şey çok kıymetli mesela. O gelecek olan kişi çünkü kendi kültürüyle birlikte şirkete gelecek ve birbirine adapte olmaya çalışacak, kendi network\'üyle gelecek, kendi iş yapış biçimleriyle gelecek. Örneğin, diyecek ki adam ben Windows kullanmıyorum. Windows kullanmamak bir opsiyonel bir şey mi ya da zorunluluk mu kadar aslında yazdığımız bir alan ve gerçekten işte kullandığımız tool\'lara vesaire bu çok büyük bir avantaj sağlıyor. Yani bir soru olursa aç, handbook\'a bak diyebiliyoruz. O yüzden sonda toparlamak amacıyla herkese handbook yazmasını öneriyoruz. Ben öneriyorum. İşi olmayan yazsın. İşi olan da
Barış Gürbüzler (24:18) Aynen. Bir de
Berkay Demirbas (24:21) işlerini bırakıp gelsin.
Barış Gürbüzler (24:23) bizimki de açık bu arada. Hani olur da bu podcastı izleyip merak eden olursa gelip bakabilir. Sonra feedback\'i olan olursa ya da ya şununla alakalı da yazsanıze yani bu konusunda bu yazmıyor diyen olursa da çok seviniriz açıkçası. Ban. Hemen black list.
Berkay Demirbas (24:36) Ban hemen ban banlarız öyle bir soru sorarak banlarız Bu arada bunu paylaşıyorken bir yandan açacaktım da sonra şeyi düşündüm hani sadece YouTube değil Spotify\'da da varız Apple Podcast\'de de varız ve o yüzden dinleyenler göremeyeceği için gerçi artık o şey kalktı biliyor musun? Yani podcast mi bu yaptığımız video kesme çünkü şöyle bir şey var Spotify\'da aynı zamanda videoya da geçebiliyorsun sanırım o podcastlerin videosu da olur. Aslında açabilirmiş değil öyle bir şeyimiz yok şu anda Öyle bir si...
Barış Gürbüzler (25:07) Haa... E tamam o zaman açsaymışsın.
Neyse o da işin CTA\'si olsun abi linkleri aşağıya bırakıyoruz ya da Spotify\'da nereye bırakılıyorsa arayan bulsun değil mi yani merak eden Evet ben söyleyeyim mi hard.al / handbook olarak yazınca hemen görebiliyorsun
Berkay Demirbas (25:21) bırakmayalım ya bırakmayalım biliyor musun? bırakmayalım ve şey linki ağzımızda söylüyorum verbal söylüyorum HTTPS diye Aynen öyle. Aynen bravo.
Yok herhalde ama şey açarız şimdi. Güzel olur. Hemen açıyoruz. Bir daha tekrarlayalım Kaydı geriye alamayan izleyicilerimiz ve seyircilerimiz için ve televizyonlarını yeni açan podcastler için hard.al. Bu da çok güzel bir domain. Slash handbook.
Barış Gürbüzler (25:40) Ben de çözdüm. Bu arada konuyu çok da atıyorum ama galiba yaptığımız işlerle alakalı en sevdiğimiz şey hard.al slash bilmem ne domain\'inin bizde oluşu. Yani en mutlu olduğum şey bu olabilir abi. Onca şeyi yapıyoruz. Gerçekten hard.al kadar beni mutlu eden bir şey yok. hard.al / barış bile var yani hani her şey var. O yüzden çok eğlenceli bence.
Berkay Demirbas (26:05) Her şeyi oraya veriyoruz. Onu da konuşalım. İkisinin notu aldım. Müşterilerde de onu kullanıyoruz. Onu da bir sonrakinde konuşuruz. Nasıl switch yaptık diye. Aynen. Aynen olabilir. O zaman kolaylıklar diliyorum. Çok teşekkürler dinledikleri için. İzleyenlere görüşürüz. Bye bye.
Barış Gürbüzler (26:24) Aynen. Şey, bir sonraki konu switch değil mi? İyi tamam güzel oldu. Ağzın sağlık. İyi bak kendine.
Diğer Bölümler
Selim Tekay: E-Ticaretin Geleceği ve Pazarlama Stratejileri
Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
Fırat Berber: Türkiye'de SaaS Satış ve Büyüme Süreçleri
Bu bölümde Fırat Berber, satış kariyerine nasıl başladığını, satışın sanat ve bilim yönlerini, başarılı satış hikayelerini ve satışta danışmanlık rolünü ele alıyor. Ayrıca, ikna süreci ve satış psikolojisi üzerine de derinlemesine bir tartışma yapılıyor.
Cemil Toksöz: Yapay Zeka Dijital Pazarlamayı Köreltiyor Mu?
Bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz oldu. Dijital pazarlama ve martech alanındaki 15 yıllık deneyimini ve kariyer yolculuğunu paylaştı. Ayrıca, dijital pazarlama dönüşümünü, AI etkisini, eğitim ve adaptasyon süreçlerini ele alıyor.
Uzaktan Mı, Ofisten Mi?
Uzaktan mı çalışmalı, ofise mi gitmeli? Uzaktan çalışma ve ofis kültürü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Kimlerden İlham Alıyoruz?
Bu bölümde bize ilham verenleri konuştuk. Efsanevi müzik prodüktörü Rick Rubin\'den, yaratıcı yaklaşımlarıyla sayısız sanatçıyı etkileyen, Basecamp\'in arkasındaki yenilikçi zihinler DHH ve Jason Fried\'a kadar, geleneksel çalışma normlarına meydan okuyan isimleri keşfediyoruz. Ayrıca, basketbol sahasının ötesinde liderlik ve mizahıyla bilinen Shaquille O\'Neal\'dan da bahsettik.
Neden Amerika'da Şirket Kurduk?
Amerika'da Şirket Kurmak için neler yapılır? Bu bölümde Hardal'ın yatırım sürecinden Amerika'da neden şirket kurduğumuza, girişimcilik algısından exit'e kadar her şeyi konuştuk.
Türkiye'de Bootstrap, Girişim Ekosisteminin Zorlukları
Yatırım alma sürecinden sözleşme karmaşalarına, ıslak imza çilesinden regülasyonlara kadar tüm detaylara girdik. Hibrit çözümlerden bahsettik, değişmesi gereken sistemleri masaya yatırdık.
Marketing Ajansları, Partnerlik Sistemimiz ve İşbirlikler
Bu hafta martech şirketlerinin ajans partnerliklerine nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk.
Kurumsal Şirketlere Nasıl Yaklaşıyoruz?
Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
Neden Open Startup Modeline Geçtik
Bu bölümde, neden Open Startup modeline geçtiğimizi ve bunun işimize nasıl katkı sağladığını konuşuyoruz.