Bölüm 7: Kimlerden İlham Alıyoruz?

About this episode

Bu bölümde bize ilham verenleri konuştuk. Efsanevi müzik prodüktörü Rick Rubin\'den, yaratıcı yaklaşımlarıyla sayısız sanatçıyı etkileyen, Basecamp\'in arkasındaki yenilikçi zihinler DHH ve Jason Fried\'a kadar, geleneksel çalışma normlarına meydan okuyan isimleri keşfediyoruz. Ayrıca, basketbol sahasının ötesinde liderlik ve mizahıyla bilinen Shaquille O\'Neal\'dan da bahsettik. Her birinin farklı sektörlerden gelmesine rağmen, ortak noktaları yaratıcılık, sürdürülebilir başarı ve kendine özgü yaklaşımlar geliştirmiş olmaları.

📌 Bölümler / Chapters: - 00:00 - Giriş - 02:15 - Rick Rubin\'in Yaratıcı Felsefesi - 10:30 - DHH ve Jason Fried: Çalışma Kültürünü Yeniden Tanımlamak - 18:45 - Shaquille O\'Neal: Mizahla Liderlik - 25:00 - Kapanış Düşünceleri Berkay Demirbas (00:00) Saydı valla galiba kayıttayız ve inşallah şey böyle stream etmediğimiz bir yerdeyizdir. Bir bak bakayım sağa sola LinkedIn\'den LinkedIn\'den falan bir yerlerde yayınlanıyor muyuz

Barış Gürbüzler (00:07) İnşallah.

Berkay Demirbas (00:10) Selam Yok değil mi? İyi. Gecikmeli geliyor galiba sesim. Senin görüntü de dondu. Ama o toparlar herhalde yayında şey yaptıkça. Motor ısındıkça toparlar. Selamlar herkese. Naber Barış? N\'apıyorsun? Nasıl gidiyor?

Barış Gürbüzler (00:18) Yok yok, aynen toparlar.

Evet evet.

iyi valla, seni sormalı. Bir aradan sonra yine beraberiz.

Berkay Demirbas (00:31) Valla yani şey, hep zaten podcastlerde görüşüyor gibiyiz de artık onu aştık bence. Hafta sonları da sürekli görüşüyoruz. Whatsapp\'tan arıyoruz birbirimizi. Bilmiyorum bu iş nereye gidecek.

Barış Gürbüzler (00:39) Evet evet.

Aynen.

Bilmiyorum. Bir defa araşmadığımız zaman garip oluyor zaten. Hafta sonu dahil.

Berkay Demirbas (00:49) Ya evet bir şey kalıyor böyle bir şey yapacaktım.

Bir şey yapacaktım ama neydi o dediğim seni aradığım zaman bitiyor böyle.

Barış Gürbüzler (00:54) Aynen.

Bir şey yanmış hissi değil mi? Tamam ben barışla konuştum.

Berkay Demirbas (00:59) Abi şey gibi...

Dükkanlarda z raporu olur ya abi hani gün sonu raporu çıkartırlar kasada. Yani böyle aradığım zaman şey oluyor böyle bir catch up yapıyoruz bütün gününde böyle.

Barış Gürbüzler (01:12) Aynen.

Evet. Bence iyi oluyor ya, güzel oluyor. Bir sesli düşünme aktivitesi gibi. Ne var acil falan. İyi oluyor.

Berkay Demirbas (01:22) Uzun da konuşuyoruz

bu arada ha her aradığımızda ben bakıyorum böyle kayıtlara bazen bir dakika falan küsürüyor bazen 20 dakika sürüyor hiç arası yok

Barış Gürbüzler (01:30) Evet evet. Bayağı konu konuyu bağlıyo bir de yani bir yerden başlıyoruz. Atıyorum mesela ben sana bir şey söyliycem diye arıyorum. Konuyu söyleyene kadar 35 konudan falan bahsediyorum. Sonra he diyorum tekrar mesela şey yaptığım oluyor. Bir şey söylemek için arıyorum seni. Onu söylemek yerine 20 dakika konuşuyoruz. Sonra unutuyorum, kapatıyoruz. Bir dakika sonra tekrar arayıp diyorum ki ben asıl sana şunu söyleyecektim. Sonra bir 10 dakika daha konuşuyoruz.

Berkay Demirbas (01:56) Aynen.

Barış Gürbüzler (01:57) Evet.

Berkay Demirbas (01:57) O zaman bugünkü

konumuza neydi, ne konuşacaktık bugün?

Barış Gürbüzler (02:02) Bugün şey dedik, bizi bu yolculuğumuzda, hardalı kurma, büyütme vesaire yolculuğumuzda etkileyen, inspire eden, ilham veren kişi ve kuruluşlardan bahsedecek. Yani liste aslında biraz uzun ama birkaç bahsedelim dedik. Aralarında galiba...

Berkay Demirbas (02:19) Hıhı.

Barış Gürbüzler (02:27) Bizimle aynı sektörde olan bir kişi var. Onun dışında konuştuğumuz çoğu isimler bizden çok alakasız sektörlerde.

Berkay Demirbas (02:36) Kim o? Birinden başlayalım

istersen. O bizim sektörde olanla başlayalım.

Barış Gürbüzler (02:39) Aynen. Bizim sektörde bence olmayandan başlayalım. Bizim için bence ikimiz için de çok iyi bir inspiration kaynağı Rick Rubin dediğimiz. Müzik prodüksörü. Aynı zamanda bilmiyorum artık kaç bin tane Grammy\'si varsa kitap yazarı. Aklına gelebilecek Johnny Cash\'ten tut da.

Berkay Demirbas (02:41) Kimde?

çok alakasız olan.

Kitap yazarı.

Grammy ödül sahibi

Barış Gürbüzler (03:06) Kim var başka? Red Hot Chili Peppers\'a, System of a Down\'dan artık bilmiyorum bir şeylere. Birçok farklı albümün galiba Ed Sheeran\'la falan da iş yapmış. Bir sürü çok böyle wise tipli bir abimiz. Peki neden inspire ediyor? Biraz bahsetmek ister misin?

Berkay Demirbas (03:20) Mm-hmm.

Ya şeyi bakış açısı ya bu arada benim böyle inspire olduğum kısım şuydu böyle çok çok böyle eskiden böyle YouTube\'un böyle karanlık derdizlerinde böyle 11 sene önce 12 sene önce falan böyle yayınlanmış bir YouTube şeyi vardı videosu vardı ama ben o izlediğim kişinin gerçekten Rick Rubin olduğunu ya da Rick Rubin personasının işte o hem kitap yazanı yani hem de işte bu bu kadar böyle ünlü gruplarla falan çalışmış bir producer olduğunu bilmiyordum.

Bir ev ziyareti gibi bir şeydi. Böyle bahçesinde yaptıkları bir röportaj. Röportajda söyledikleri konular çok iyiydi. Ve böyle takip etmeye çalışıyordum resmen adamı. Ve konuştukça şey diyor mesela işte şurada da podcast yapıyorum. İşte şurada da şunun bir şeyini yapıyorum falan. Aynı anda böyle o kadar şey söylüyor ki. Hem de böyle yaratıcılıkla alakalı da böyle söyledikleri şeyler. Ve ambiyans beni çok cezbetmişti. Yani adam evin dışında böyle...

Dışından sanki getirmiş taşlardan böyle güzel bir şeyi vardı. İç mimari tasarımı vardı. Ve tipi falan zaten böyle şey işte. Kel, saçları uzun, sakalları var falan. Yani böyle aşırı bir içine çekti ve ben oradan başladım ve daha sonra zaten o kitabını okumuştum. Beni buradan dahil etti. Senin?

Barış Gürbüzler (04:42) Abi evet, bence... Yani bu adamla alakalı beni de en etkileyen konu... Kitabının ismi bu arada The Creative Act of Being diye bir kitabı var. Yani biraz daha aslında yaratıcı olmak üzerine bir kitap. Benim en çok hoşuma giden kısmı böyle yaratıcılığa ve yaratmaya olan biraz daha bakış açısı aslında. Böyle çok... Çok...

Berkay Demirbas (04:52) Hıhı, hıhı.

Barış Gürbüzler (05:09) kendiyle barışık ve çok mütevazı bir yerden yaklaşıyor o konuya. Ha, kitap da bu. Aynen. Şey, reklam değildir. Bakış açısı beni çok etkilemişti. Link aşağıya, yukarıya. Swipe up. Ya şey böyle, benim şey çok hoşuma gitmişti mesela. Böyle...

Berkay Demirbas (05:15) Şu kitap bu arada şöyle gösterelim almak isteyenler tüm müzik marketlerde

Linki aşağıya bırakıyoruz.

Barış Gürbüzler (05:31) Yaratıcı olmanın çok özel bir şey olmadığını, inspiration\'ın çok özel bir şey olmadığını, aslında hepimize geldiğini, hepimizin yaratıcı olabildiğini, hepimizin yarattığından bahseden bir bakış açısı var. Ben de böyle çok hani böyle mühendis mühendis birisi olduğumu düşünürüm hep. Böyle bir bakış açısı benim çok içimi ferahlatmıştı açıkçası. O benim böyle en hoşuma giden noktalarından bir tanesi.

Ve mesela işte hep şey soruluyor işte, Grammy kazandığında nasıl hissettin, bilmem ne olduğuna nasıl hissettin falan. Adamın şeyini çok net görüyorsun, adamın derdi o değil. Adam sadece müzik yapmak istiyor ve bir şeyler yaratmak istiyor. Ve bence bu işine olan yaklaşımı ve bakış açısı benim inanılmaz böyle kafamı açmıştı.

Benim tarafa da bu olduğunu söyleyebilirim.

Berkay Demirbas (06:22) Çok iyi. Peki başka var mı? Aynı sektörden olan ya da şeyi yapan.

Barış Gürbüzler (06:25) Hoşça

Abi...

Aynı. Bizim için bence şey çok böyle konuştuğumuz bir karakter artık. DHH ve Jason Fried ikilisi. Özellikle DHH. Kim onlar bahsetmek ister misin? Bu iki abimiz.

Berkay Demirbas (06:37) Kim? Hangisi?

Aynen.

DHH ve Jason zaten Signal 37 diye böyle yazılan rakamla da yazılan şirketin sahibi. Bunlar işte Hey.com\'ın işte Basecamp\'in falan işte Once.com\'ın sahipleri. En büyük şeyleri zaten Basecamp productları DHH biraz daha böyle şey kısmı yani beni şey yapan, inspire eden tarafı adam hem

Bir şey Ruby yazılım dilinin geliştiricisi. Bu başlı başına muazzam bir community liderliği gerektiriyor. Başka bir şey gerektiriyor. bir yazılım dili geliştirmek. 2- iş dışındaki dengesi işte o aile babası figürü ve bunun yanında yaptıkları falan beni aşırı böyle şey yapıyor. Nascard da mıydı Nascard\'aydı galiba. Ya da Lemans olması lazım. Şey

Barış Gürbüzler (07:41) Le mans\'da.

Berkay Demirbas (07:42) Yarışlara katılıyor. Ve amacı şeymiş, ben dünyanın en hızlı geliştiricisi olacağım falan gibi bir şey vardı galiba. Öyle bir düsturu vardı. Hakikaten literally bunu yapıyor adam ve bununla birlikte bayağı sürekli girişimlere destek veriyor falan. Benim hakikaten böyle hem bakış açısı olarak da, hatta bu Cloud Exist stratejisinden sonra da böyle bayağı takip etmeye başlamıştım.

İşte kitapları olsun başka bir şey olsun ben çok beğeniyorum yani. DHH abimizi buradan izliyorsa selamlar. Sen?

Barış Gürbüzler (08:17) Evet abi, yok yüzdeyiz katılıyorum. Bir de birkaç tane kitapları var işte. Rework var. It Doesn\'t Have To Be Crazy At Work var. Bir de bir şey daha vardı. Üçüncüsünü hatırlamıyorum. Yine böyle remote work mü? O da öyle bir şey. Abi ben açıkçası şöyle.

Berkay Demirbas (08:24) İkisini yazdı.

Barış Gürbüzler (08:37) Denk geldiğimde böyle çalıştığım yerler hep birazcık kaotikti. Ve böyle Türkiye\'de iş yapmanın verdiği böyle bir kriz üstüne kriz tarzı bir stil ile ilerlediğimiz için. Onların o işte, It Doesn\'t Have To Be Crazy At Work\'deki işe bakış açıları benim çok hoşuma gitmişti. Gerçekten mesela Rick Rubin\'de de onlarda aynı şey birazcık daha var. Yani böyle survivalistik, hayatta kalmalıyım ve...

bugünü geçirmeliğimden öte çok daha böyle kontent ve böyle sakin adım adım giden yaklaşımlar var hep. Biraz daha kendine dönük. Ben ne yapmak istiyorum? Şirket nereye gitmesini istiyorum falan. Onların da o böyle abi iyi bir şeyler başarmak için yani o... Mesela bir San Francisco\'ya gittiğimde de gördük ya işte şey insanlar 9.9.6\'dan bahsediyor işte sabah 9\'dan 9\'a kadar.

Haftanın 6 günü çalışma falan. Onun yerine, tamam başarılı olmak için bu da bir yöntemdir ama tek yöntem bu değildir. Tarzı bir bakış açısı sunmaları. Fakat bunu yaparken de dediğin gibi böyle 100 bin tane farklı şeyde uğraşıyor olmaları benim çok hoşuma gidiyor. Ve benim böyle galiba düzenli takip ettiğim nadir podcastlerden biraz startup dünyasına karşı bakış açıları da çok ilginç.

O benim çok hoşuma gidiyor. Mesela yine onlar için işte Base Camp\'i satmamak. Yani bir startup found edip satmamak. Kârlılığa oynamak falan gibi başlıkları ya da işte ürünü promote ederkenki yaklaşımları. İşte mesela o once\'ın konsepti biliyorsun. Eski usül. Evet ve tek sefer ödüyorsun. Yani eskiden nasıl...

Berkay Demirbas (10:25) Evet.

Barış Gürbüzler (10:26) Windows 95 alırken bir defa lisans parası öderdim biterdi. Aynı mantıkta SaaS Product gibi şeyleri var, yaklaşımları var. O yüzden böyle birazcık distruptiveler O da benim çok hoşuma gidiyor açıkçası bu abilerde.

Berkay Demirbas (10:30) Mmh.

Ya

zaten böyle product led yaklaşımları falan var ya yani o adamlar ne yapsa tutacak gibi bir yaklaşım var yani. Hangi ürün, hangi product markete sunsalar iyi olacak gibi. Fakat buna doğru bir şey, o kadar iyi bir şekilde besliyorlar ki, insanların nabzını alırken ya da işte fikirlerini alırken ya da başka bir şey yaparken o stratejini GoToMarket stratejinde koyarken çok iyi bir şekilde lanse ediyorlar.

Ve bu kadar yoğunluğun arasında kitap yazıyor olmalarını kendi fikirlerini aktarmaları falan beni de açıkçası çok etkiliyor ben çok seviyorum onları Sıradaki inspire bizi Inspire eden şirket ya da kişilerden başka zaten böyle DHH ya da Jason gibi yoktu biliyorum işte bu Recent var işte Linear var ve biraz böyle startup kültüründen falan ama

Barış Gürbüzler (11:39) Evet.

Berkay Demirbas (11:41) Mesela beni daha çok içine çeken Shaquille O\'Neal. Sen ne düşünüyorsun? Shaquille O\'Neal hakkında?

Barış Gürbüzler (11:49) Bu son eklendi abi şey, bu arada bunun eklenmesinde

Shaq O Roni\'nin etkisi var mı sence?

Berkay Demirbas (11:56) pizza

markası olan Shaq O Roni

Barış Gürbüzler (12:00) Evet, Shaq O Roni şey bu arada...

Kontekstini verecek olursak Papa John\'s\'ın Shaquille O\'Neal\'la galiba bundan bahsettik ya. Partnerlik yaptı. Pizza modeli. Shaq O Roni, peperonili, bol peperonili pizza bu arada. Amerika\'da sadece onunla beslendik de.

Berkay Demirbas (12:19) ismi çok iyi ama yani şaka yani Shaq O Ronyo

olması bence yani bir partner falan değiller abi yani isim hakkını falan belki almış olabilir o şak kısmını satın almış olabilir belki ama silüeti milüetiti falan da vardı yani şey ya ondan öte bunu daha çok böyle etkileyen kısmı şey oldu bu yüksek lisans pardon doktorasını liderlik ve

Barış Gürbüzler (12:30) Bilmiyorum abi.

Berkay Demirbas (12:49) mizah üzerine yapmış. Yani böyle bir doktorada işte basketbol oynarkenki düzeyi işte basketbolu biraz renklidir ya işte pota kırmasıyla meşhur işte sürekli böyle dirsek atması bilmem ne yapması eğlenceli bir karakter hatta yakın bir tarihte de sürekli işte bunu acı biber yemeye bilmem ne yapmaya falan çağırıyorlar böyle yani tepkileri falan böyle over ve aile hayatları falan da çok iyi ve

şöyle de bir şey var. Evinin ismini... Shaq Palace mı? Öyle bir şey yapıyor. Yani böyle hakikaten eğlenceli. Şimdi bulacağım onu. Yani beni en çok içine çeken bu liderlikle... mizahı çok iyi böyle birleştirmiş olması. Bunun hatta böyle Reebok\'la, işte Elniverson\'la falan böyle yaptıkları bir tane belgesel var. Onda da böyle çok iyi şey gösteriyor. Yani adamın böyle düsturu...

%20\'ye %80 %20 ciddilik %20 liderlik %20 mizah falan gibi yani beni çok böyle içine çeken bir yaklaşım normal çalışırken de seydiğim bir yaklaşım o yüzden bizim sektör dışından beni inspire eden kişilerden bir tanesidir

Barış Gürbüzler (13:52) Hımm.

O şu an Reebok\'ın bir şeyinin başında değil mi? Tam bilmiyorum bende ama...

Berkay Demirbas (14:06) basketbol\'un başkanı, Reebok basketbol\'un başkanı.

Barış Gürbüzler (14:10) Bence de o adam şeyin iyi örneklerine sporcu olarak başlayıp yine böyle bir çok farklı kanala kırılmayı başaran insanlardan hem kendi şeyini

Hem kendi marketingini de çok iyi yapıyor bu arada bence. güncel ve gündemde kalmayı da çok iyi beceriyor. Ama ben şey hiç bilmiyordum yani sen de öğrendim zaten. O adamın doktora yapmış olması falan bence çok güzel yani. İş bu arada doktora yapmak dediğin şey öyle şak diye yapabileceğin bir şey de değil. Baya vakit ve zaman alıyor. Bunu efor harcamış olması çok bence de etkileyici yani.

Berkay Demirbas (14:52) Kesinlikle ve şey... O kadar böyle... Enteresan... şeylerden başa çıkmaya çalışıyor ki yani işin hem böyle... Yatırım kısmı var... Yani parası...

Çok fazla ve bunu işte sadece böyle işte Reebok markasının iki numaraya taşımaya odaklıyor falan böyle ve onu yaparken ki işte o kültürü de alıp götürmesi bilmem ne yapması falan bence çok güzel bir şeyler aynı şey Michael Jordan \'da da var bu arada işte o Last Dance\'deki şeyleri falan işte beyzbola geçişi bilmem nesi o yüzden çok etkileyici geliyor yani bana

Barış Gürbüzler (15:25) Hımm.

O kesinlikle

Berkay Demirbas (15:28) Evin adını bulamadım bu arada ama komik bir şeydi yani. Shaq a Palace mı? bir şey

yani böyle... Yani çok komik bir... Yani komik şeylerle böyle birleştiriyor o yüzden çok eğlenceli.

Barış Gürbüzler (15:38) A, evet zaten o şey bence sporcu tarafıyla alakalı çok inspire olacak çok nokta var. Yani bunu kırabilirsin işte. Tenise de çevirebilirsin, futbol da çevirebilirsin, golfe de çevirebilirsin. Yani hepsinde çok inanılmaz bir hem multitasking hem disiplin hem fiziksel hem mental kuvvet vesaire eklediğiniz zaman orada özellikle çok fazla insan ekleniyor bence. Inspire olunacaklar listesine.

Fakat bunlar bizim sanki şey gibi daha böyle özenle seçtiğimiz ve düzenli olarak bahsettiğimiz isimler gibi biraz daha yani böyle kendi kendimize ara ara işte o olsa ne yapardı falan. Hatta benim bir tane öyle şeyim bile Claude projem bile var yani. Rick Rubin, DHH ve birkaç ismin daha birleşimden oluşan bir karakter. leri...

Berkay Demirbas (16:34) Hıhı.

Barış Gürbüzler (16:35) Discuss ederken, brainstorm ederken ondan da fikir aldığım falan oluyor. Böyle bunlar bizim için kilit taşısınlar. Bir de işte biraz önce bahsettiğin firmalar bence. Böyle belki başka bir session\'da da onlardan bahsedebiliriz. İşte Postogliner, Resend, hoşumuza gidiyor. Ama bence çok da uzatmadan bunlar diyebiliriz bizim böyle ara ara. Rick Rubin olsa ne yapardı dediğimiz. Yo estağfurullah.

Berkay Demirbas (16:48) Hıhı.

Sıkıldın galiba.

şey projesi güzelmiş bu arada yani Claude\'a birden fazla kişinin şeyini yüklemesi mantıklıymış. Çatışma yaratır bu arada bence bir nottan sonra o. Yani birden farklı kişinin bakış açısıyla bir şey almaz.

Barış Gürbüzler (17:04) Hıh

Abi şöyle...

Evet zaten sana tek bir insanın bakış açısını sunmuyor. Mesela atıyorum. İşte kullandığım isimler zaten özellikle işte DHH kullanıyorum. Rick Rubin\'i kullanıyorum. Ve kim? Bir iki isim daha kullanıyorum. Yani yine böyle biraz daha bizim sektörden bir iki isim.

Ve şunu yapıyor aslında, onların belli başlı özelliklerini almalarını istedim. Yani işte Rubin\'in bir bakış açısını, daha kreativite üzerine. İşte diğer tarafta birazcık daha aksiyon odaklı bakış açısı. İşte başka bir tarafta bir tanesini anlatacağım Hubspot\'un CEO\'su. Daha structural bir bakış açısı.

Berkay Demirbas (17:39) Hıhı.

Barış Gürbüzler (17:55) O yüzden bana cevap verir ki, konuştuğum konularda da örnek veriyorum. Partnerlik stratejimizi rebuild ederken nasıl yaklaşmalıyım falan diye. Orada o yüzden onların karışımı bir cevap veriyor. böyle... konu başlıklarına bölünmüş gibi düşünebilirsin. Creativity, aksiyon ve yapı kurma gibi. Öyle olunca aldığım cevapları açıkçası beni çok tatmin ediyor. Fakat bunu tek kişiye de indirebilirsin bu arada. Yani şöyle diyebilirsin mesela.

Berkay Demirbas (18:19) Mm-hmm.

Barış Gürbüzler (18:20) Rick Rubin\'i biliyor musun? Evet işte kitabı bu vs. vs. Artık sen Rick Rubin\'sin ve... bari benim koçum ol desen, koçum benim... koçluk yapar yani sana o da... yani kısmen tabii. Ama benim hoşuma gidiyor öyle bir... Evet evet.

Berkay Demirbas (18:35) Güzel konseptmiş bu arada. Güzel konseptmiş bu arada.

Onun aynısını ben mesela framework\'lü işini yapıyorum ama yani atıyorum çözdüğüm bir problemin işte şu framework\'daki karşılığı olsa ne olurdu? Ya da şöyle yazılsaydı ne olurdu? Bana ne kadar katardı gibi. Ama bunun insanlaştılmış versiyonu mesela Claude\'a bence çok güzel olur. Böyle atarsın bütün pdf\'ini. Sadece oradan böyle cevaplar falan. Mantıklı olabilir. Bir deneyelim. Tabi.

Barış Gürbüzler (18:49) Hımm.

Aynen. Evet evet mesela kitaplardan da yapabilirsin bu arada. Hani mesela

beğendiğin iki üç tane kitap varsa. Çünkü bu arada bu fikri ben bulmadım öncelikli olarak. Ya bana Gözde söyledi ya da bir yerde okudum. Ama şey konu şeyden çıkmıştı abi.

Berkay Demirbas (19:04) Şunu demişti. Aynen.

Ne olacak canım yani sen...

Barış Gürbüzler (19:16) Kitaplara bunu yapma fikri beni etkilemişti. Çünkü bilmiyorum sende nasıl ama... az önce gösterdiğin kitap çok güzel. Ama unutuyorsun ya ister istemez. Yani kitabın tamamını hatırlaman imkansız. Fakat böyle benim cornerstone\'um olsun. her gece başımda dursun ara ara açıp bakayım dediğim birkaç kitabı. Gerçekten bir... mesela Claude\'la harmanlatmak falan...

Berkay Demirbas (19:20) Hmm. Evet.

Barış Gürbüzler (19:40) güzel olabilir gibi gelmişti. Zaten benim de bu biraz ondan çıktı. Sonra insanlara dönüştü.

Berkay Demirbas (19:46) Çok iyi konseptmiş. Yani deneyebiliriz gerçekten. Yani güzel bir şeyler çıkartabiliriz orada. Bu arada şey geldi aklıma. Biz kendi düşüncelerimizi not ettiğimiz notes var ya, günün sonunda notes\'u oraya böyle bir koyup, şöyle bir bakış açısı yapmıştım ve bundan şaşma gibi böyle bir seni doğru direct edebilir. Çok güzel bir konsept bu arada. Bir önceki hemen söylediğinde de son bir yorum yapmak isterim. Tüm kitabın mesela okuduğunda abi, yani çok alakasız bir konu olacak ama...

Barış Gürbüzler (19:56) Hıhı. Hmm.

Berkay Demirbas (20:14) Ufak ufak notlar yerleştirmek, post-itler, altını çizmek falan... şeyi hatırlamana çok iyi yarar sağlıyor. Onu da ekstra, ben kendi yöntemi olarak bunu söylemiş olayım. Bütün kitabı değil de mesela bir konuşmada... ben genelde hani böyle bir PDF\'in sayfasına Atıyorum, onunla böyle resonate edecek. Sayfa sayıları falan da böyle aklıma geliyor. işte böyle ilk 50 sayfasında şu konu vardı falan gibi bir şey oluyor.

Barış Gürbüzler (20:38) Hmm.

Berkay Demirbas (20:43) O da böyle not yazdığım için tavsiye edebilirim herkese. Kitabın falan böyle içine ediyor aslında ama şey olması açısından akılda kalması açısından çok daha mantıklı. Bunda belki başka bir şeyde konuşabiliriz.

Barış Gürbüzler (20:52) Yoo

Yok yok, bence öyle kitap daha güzel oluyor. Ben başkasının altını çizdiği kitapları okumayı daha çok seviyorum mesela. Hoşuma gidiyor yani. Birisi okumuş, oradan bir anlam çıkartmış, altını çizmişken, ana not almış falan. Uşuma gidiyor. Vardı ya, eskiden öyle çalışan insana bile hepsinin altını çiziyor falan.

Berkay Demirbas (21:09) şey olsa ya bütün her şey bütün hepsini altın cizmiş falan tamam 300 sayfanın altını Evet. Çalışmış gibi gözüküyor.

Ve bir de şöyle böyle fosforlu kalemini çizdiğim için sayfa gözükmüyor. Bütün sayfa ama.

Barış Gürbüzler (21:22) Evet evet. Yok işte o kadar da olmasın tabi de. Güzel bende onu bir deneyeyim bakalım.

Berkay Demirbas (21:28) Süper. zaman çok vaktimizi de aşmadan ki bu arada vaktimiz de açtığımız da yok ama neden 20 diye sınırlandırdık bilmiyorum. Normalde yarım saatte yapabiliriz tamamen biz ne istiyorsak. Tabii canım. Bizim tamamen keyfimize yani. İstersek kapatmam da yani. Kapatmayabilirim istiyorsam böyle takılırız 6 saat. Ben böyle şey işte mutfağa falan gidiyorum böyle konuşuyoruz bir şey yapıyoruz falan. O zaman. O zaman.

Barış Gürbüzler (21:32) Aynen. Olsun. Öyle dedik bir defa. O yüzden... Aynen. Evet evet. Tüm gün açık dursun abi arkada.

Aynen toplantıları giriliyor arada falan.

Berkay Demirbas (21:56) Çok teşekkür ediyoruz kendimize, sonra bizi izleyenlere. Haftaya o zaman başka bir alakalı konuyla görüşmek dileğiyle görüşürüz. Bye bye.

Barış Gürbüzler (22:00) Evet. Elveda.

Berkay Demirbas (22:08) Kapatayım mı ne yapayım?

Barış Gürbüzler (22:09) Kapat tabi

Berkay Demirbas (22:09) Haydi bay bay.

Barış Gürbüzler (22:11) Bye bye.

Diğer Bölümler

11

Selim Tekay: E-Ticaretin Geleceği ve Pazarlama Stratejileri

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

10

Fırat Berber: Türkiye'de SaaS Satış ve Büyüme Süreçleri

Bu bölümde Fırat Berber, satış kariyerine nasıl başladığını, satışın sanat ve bilim yönlerini, başarılı satış hikayelerini ve satışta danışmanlık rolünü ele alıyor. Ayrıca, ikna süreci ve satış psikolojisi üzerine de derinlemesine bir tartışma yapılıyor.

9

Cemil Toksöz: Yapay Zeka Dijital Pazarlamayı Köreltiyor Mu?

Bu haftaki konuğumuz Cemil Toksöz oldu. Dijital pazarlama ve martech alanındaki 15 yıllık deneyimini ve kariyer yolculuğunu paylaştı. Ayrıca, dijital pazarlama dönüşümünü, AI etkisini, eğitim ve adaptasyon süreçlerini ele alıyor.

8

Uzaktan Mı, Ofisten Mi?

Uzaktan mı çalışmalı, ofise mi gitmeli? Uzaktan çalışma ve ofis kültürü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

6

Neden Handbook Yazdık?

Startup dünyasında handbook yazmanın neden sadece "güzel bir fikir" değil, aynı zamanda bir zorunluluk olduğuna değindik. Handbook\'un şirket kültürü üzerindeki etkisinden, sürdürülebilir bir iş yapma biçimi yaratmadaki rolüne kadar her şeyi konuştuk.

5

Neden Amerika'da Şirket Kurduk?

Amerika'da Şirket Kurmak için neler yapılır? Bu bölümde Hardal'ın yatırım sürecinden Amerika'da neden şirket kurduğumuza, girişimcilik algısından exit'e kadar her şeyi konuştuk.

4

Türkiye'de Bootstrap, Girişim Ekosisteminin Zorlukları

Yatırım alma sürecinden sözleşme karmaşalarına, ıslak imza çilesinden regülasyonlara kadar tüm detaylara girdik. Hibrit çözümlerden bahsettik, değişmesi gereken sistemleri masaya yatırdık.

3

Marketing Ajansları, Partnerlik Sistemimiz ve İşbirlikler

Bu hafta martech şirketlerinin ajans partnerliklerine nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk.

2

Kurumsal Şirketlere Nasıl Yaklaşıyoruz?

Bu bölümde Selim Tekay ile e-ticaret sektöründe rekabet, bütçe planlaması, kullanıcı deneyimi ve pazarlama stratejileri üzerine kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

1

Neden Open Startup Modeline Geçtik

Bu bölümde, neden Open Startup modeline geçtiğimizi ve bunun işimize nasıl katkı sağladığını konuşuyoruz.